Bu yazı 6 Şubat 2023 depremi öncesi yayımlanmış olup Şanlıurfa’nın mirasını hatırlamak ve unutturmamak için burada her zaman var olacaktır.
Şanlıurfa’nın kültürel miras hafızasını Piri mobil uygulamamızdan dinleyebilirsiniz. Aynı zamanda deprem bölgesindeki yerel üreticilere destek için başlattığımız kampanyayla ilgili detayları da bu yazımızdan okuyabilirsiniz.
Şanlıurfa coğrafyası için elementinin su’dur dendiğini duymuş muydunuz? Bunun birçok sebebi var. Bir tanesi ise Şanlıurfa’nın meşhur sağlık veren suları ve onu çevreleyen efsaneleri. İşte böyle binlerce yıldır anlatılan hikayeler ile bezeli bir şehir Şanlıurfa.Çeşitli krallık ve medeniyetlere ev sahipliği yapmış kendisi. Doğal olarak zaman içerisinde farklı kültürleri içerisine almış ve şekillenmiş. Şanlıurfa için “Peygamberler Şehri” denmesi bile tarihi ve yapılarının ne kadar eski bir döneme uzandığı konusunda bizlere ipucu veriyor gibi.
Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Şanlıurfa’yı adım adım kişisel ve dijital tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın!
Şanlıurfa’ya Nasıl Gidilir?
Şanlıurfa’ya hem kara yolu hem de hava yolu ile ulaşmak oldukça kolay. Şehre ulaşmak için birçok kentten otobüsler kalkmakta. Şanlıurfa GAP Havalimanı’na uçuşlar da bulunuyor, bu nedenle hava yolu ulaşımını da kolaylıkla tercih edebilirsiniz. Aynı zamanda belirli dönemlerde Avrupa şehirlerinden Şanlıurfa’ya direkt olarak uçmak dahi mümkün. Demir yolu tercihleriniz arasındaysa TCDD seferleri içerisinden seçim yapabilirsiniz. Şanlıurfa, İstanbul’a yaklaşık 1270 km; Ankara’ya ise yaklaşık 820 km uzaklıkta.
Şanlıurfa GAP Havalimanı, şehir merkezine 35 km uzaklıkta yer alıyor. Araç kiralama ve taksiye binme seçenekleriniz olsa da havalimanından Havaş otobüsleri de düzenli olarak kalkıyor. Buradan 45 dk gibi bir süre içinde merkeze ulaşabilirsiniz. Havaş otobüsleri ise uçağınız indikten yaklaşık 25-30 dk sonra alanda olacaktır. Otobüsle geldiyseniz kent merkezine gitmek için toplu taşımaya veya otobüs şirketlerinin sağladığı servis araçlarına binebilirsiniz.
Şanlıurfa’ya Ne Zaman Gidilir?
Şanlıurfa’ya ne zaman gideceğiniz biraz da şehirde ne yapmak istediğinize bağlı. İklimini göz önüne alırsak Urfa’ya gitmenin en iyi zamanı ilkbahar aylarıdır. Kışları oldukça soğuk, yazları ise kavrulur bu kent. “Biraz yukarlara, Nemrut’a doğru çıkacağız biz” diyorsanız da Nisan-Mayıs gibi gitmenizi öneririz. Ancak sonbahar aylarında da Urfa’yı gezmek ideal bir seçim olur. Bizden söylemesi, Şanlıurfa’ya gitmek için yazın veya kışın değil de daha çok bahar aylarını tercih edin.
Ne zaman gideceğinizi seçtiniz, biletler de neredeyse hazır… Öyleyse haydi gelin, Şanlıurfa’da nereleri gezebileceğinize biraz yakından bakalım!
Şanlıurfa Gezilecek Yerler
Şanlıurfa’da mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Şanlıurfa için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Piri’deki Şanlıurfa turlarının anlatıcısı ise ilk Göbeklitepe belgeselini yapan Ahmet Turgut Yazman. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel mobil tur rehberinizi indirmeden Şanlıurfa’yı gezmeye başlamayın!
Balıklıgöl
Urfa denince akla ilk olarak şüphesiz ki Balıklıgöl geliyor. Eski zamanlarda su kaynaklarının çevresine insanların inandıkları tanrıça için tapınaklar diktikleri biliniyor. Bu civarda herhangi bir tapınağın aynı amaçla dikilip dikilmediği kesin olmasa da Balıklıgöl’ün bulunduğu yerde Meryem Ana Kilisesi mevcut. Yine burada göreceğiniz minare de aslında zamanında bir kilise kulesiymiş. Fakat 800’lü yıllarda, tam da Abbasi Döneminde minareye çevrilmiş.
Balıklıgöl’e gelecek olursak buranın oldukça ilginç bir hikayesi var. Efsaneye göre Balıklıgöl’de hala görebileceğiniz sazanlar, vakti zamanında birer odun parçasıymış. Bir gün zalim hükümdar Nemrut, putları parçaladı diye Hz. İbrahim’i ateşe vermiş. Hz. İbrahim’in ateşe atılmasıyla ateş suya, odunlar da birer sazan balığına dönüşüvermiş. İşte o günden beri de Balıklıgöl kutsal bir alan olarak bilinir.
Yine gölün olduğu bölgede Rizvaniye Camii’ni göreceksiniz. Hala kullanımda olan ahşap kapısı, üzerinde zengin bitkisel süslemeler bulunduruyor. Buraya kadar gelmişken işlemeli kemerlerin yer aldığı ve el sanatları merkezi olarak kullanılan külliye alanını da gezmenizi tavsiye ederiz.
Şanlıurfa Kalesi
Urfa Kalesi, kesinlikle Şanlıurfa’nın sembolik yerlerinden birisi. Günümüze yalnızca surları ulaşmış olsa da ayakta kalan iki sütunu, tarihi harika bir şekilde yansıtıyor. Ancak kulenin kendisi maalesef seneler önce güvenlik nedeniyle ziyarete kapatıldı. Bize sorarsanız oradaki güvenliğe giderek kaleye çıkmak için bir şansınızı deneyin.
Gümrük Hanı
Meşhur Halıcılar Pazarı’nı geçtiniz mi Gümrük Hanı karşılayacak sizi hemen. Gümrük Hanı, 1566 senesinde Kanuni zamanında kervansaray amacıyla Behram Paşa tarafından yaptırılmış. 2001’de ise aslına uygun şekilde restore edilmiş. Çarşının içine girdiğinizde bakır cezveden çeşit çeşit kumaşa kadar birçok şeyi bulabilirsiniz. Öğle yemeği için de güzel bir nokta burası. Gelmişken yerlilerle konuşmayı, Urfa biberi isot ile mırra kahvesini bir de onlardan dinlemeyi unutmayın. Gümrük Hanı, tam da biraz alışveriş ve gezinti sonrası asırlık çınar ağaçlarının altında soluklanıp mırra kahvenizi yudumlayacağınız harika bir yer.
Urfa Kent Müzesi
Mahmutoğlu Kulesi olarak da bilinen bu yapı, Haçlı Kontluğu döneminde kurulmuş ve 2008 senesinde müze haline getirilmiş. İsmi ise Osmanlı’nın son döneminde kapı ağalığı yapan Mahmutoğlu ailesinden geliyormuş. Hatta buranın yaşanmış ilginç bir hikayesi de var. Söylenene göre Urfa’nın İngilizler tarafından işgal altına alındığı 1919 senesinde bir İngiliz komutan kuleyi kiralamak istemiş. Ancak Mahmutoğlu Mustafa Ağa buna şiddetle karşı çıkmış ve teklifi reddetmiş.
Kulenin bir de yan yana üç taşa Ermenice olarak yazılmış beş satırlık bir kitabesi bulunuyor. Kitabeye göre Mahmutoğlu Kulesi, 1022-1023 yılları arasında inşa edilmiş. Kule civarında kentin doğu kapısı da varmış ancak günümüze kadar gelmeyi başaramamış.
Mutfak Müzesi
Şanlıurfa, misafirperverlikte “Halil İbrahim Sofrası” kavramının geldiği bir şehir. O yüzden Şanlıurfalılar yemeye de yedirmeye de bayılır. Şehrin merkezinde bulunan Mutfak Müzesi, eski bir Urfa konağına kurulmuş durumda. Zaten bulunduğu çevrede de kalker taşından yapılmış birçok eve rastlamak mümkün. Bu taşın kullanılmasındaki en büyük sebep tabii ki Şanlıurfa’nın sıcak iklimi ve kalkerin ısı yalıtımı anlamında tercih edilmesi.
Mutfak Müzesi’nde kentin hem yemek kültürünü hem de ev yaşamını yakından tanıma fırsatı buluyorsunuz. Urfa evlerinde avluya doğru bakan, ortasında küçük bir havuz bulunan ve eyvan olarak adlandırılan oturma yerleri var. Müzenin içinde de ev hayatının büyük bir kısmının geçtiği eyvanı görebilirsiniz. Şanlıurfa mimarisinde dikkat çeken ve yine müzeye olan gezinizde rastlayacağınız bir diğer özellik de kuş takaları. Yöre dilinde matar denilen bu kuş evleri, bir gelenek dahilinde farklı çeşitlerdeki güvercinleri beslemek için konulur.
Harran Kapısı
Çeşitli kaynaklara baktığımızda Şanlıurfa tarihinde toplamda 4 şehir kapısının bulunduğunu görüyoruz. Ancak Harran Kapısı hariç ayakta kalmayı başarmış başka bir kapı ne yazık ki yok. Günümüze kadar gelen Harran Kapısı, geçmişte Güneş Evi Kapısı ve Tanrının Oğlu Kapısı gibi isimlere de sahipmiş. Harran Kapısı’ndan içeri adımınızı attığınızda Urfa’nın eski şehir içi sokak yapısı sizi karşılıyor. Kapıda Grekçe bir yazıt da mevcut. Yazıt tam olarak okunamadığı için kapının ne zaman inşa edildiği veya belki de onarıldığı bilinmiyor. Genel görüş ise kapının 5. yy’da yapıldığı.
Tüm yaşanmışlıklarıyla buram buram tarih kokan bu şehri “Gezim sırasında daha da detaylı tanımak istiyorum” derseniz de Şehr-i Ruha isimli sesli turumuza Piri Guide mobil uygulamasından ulaşabilirsiniz.
Hazır Şanlıurfa’ya gitmişken Gaziantep’i de gezerim diyorsanız, Gaziantep gezi rehberimiz de ilginizi çekebilir.