AvrupaFransaParis

Paris’in Gizli Kalmış Yerleri : Alışılmadık Paris Önerileri

Paris’in gizli kalmış yerleri, turist kalabalığından uzak durakları kesinlikle keşfetmeye değer. “Alışılmadık Paris önerileri arıyorum, Paris’i turistik rotaların dışında keşfetmek istiyorum” diyorsanız doğru yerdesiniz.

Daha genel bir Paris rehberi için Paris Gezi Rehberi: Işıklar Şehrine Yolculuk yazımıza da göz atabilirsiniz. Eğer Paris’i adım adım sesli turla gezmek isterseniz, Piri Guide mobil uygulamasını da indirmeyi unutmayın!

1- Kalıpların Dışında Bir Sanat Galerisi: 59 Rivoli

59 Rivoli’nin merdivenlerinden bir görünüm

Paris’in gizli kalmış yerlerini keşfetmek için güzel bir başlangıç noktası 59 Rivoli. Burası için yalnızca bir sanat galerisi demek doğru olmaz. Biraz sanat galerisi, biraz stüdyo, sanat üretimini destekleyen yaratıcı ve kolektif bir üretim alanı diyebiliriz. Duvarlar, zeminler, sarmal merdivenler ve mekanın kendisi de başlı başına bir eser ve sergileniyor. Binada toplam 30 sanatçının odası var, 15’i kalıcı, 15’i ise geçici şekilde konumlanıyor. Geçici sanatçıların 59 Rivoli’de geçirecekleri yaklaşık 3-6 ay zamanları oluyor. Dolayısıyla tekrar tekrar ziyaret etmek mümkün. Odalar, sanatçıların hem üretim alanı, hem sergi alanı, hem de yaşam alanı. Binanın dış cephesindeki eserler de sık sık değişiyor. 59 Rivoli kesinlikle yaşayan bir yer. 

Burayı özel yapan diğer detay, tamamen kalıplardan ve şekillerden bağımsız özgür ruhu ve biraz da bohem havası. Klasik bir galerideki gibi tarzlara veya herhangi bir kritere göre kategorilendirme yok. Her stilden her dönemden sıra dışı eserler görmek mümkün. Buranın kuruluş hikayesi de ilginç. 59 Rivoli o dönemlerde devlet tarafından terk edilmiş bir bina olarak 15 yıl boş bekliyor. Üç sanatçı arkadaş Kalex, Gaspard ve Bruno, terk edilmiş bu binaya sızıp orada yaşamaya başlıyor. Tabii ki fark ediliyor ve çıkarmaya çalışıyorlar, tahliye bildirimleri geliyor. Ancak, hem basının desteği hem de bazı yasal işlemlerle 59 Rivoli bugünkü halini alıyor. 

59 Rivoli, tamamen halka açık ve ücretsiz. Girişte bağış yapabileceğiniz bir kutu bulunuyor, isterseniz sanatçılara ve bu sıra dışı galeriye destek olabiliyorsunuz. Paris’in gizli kalmış yerlerini keşfetmek için güzel bir başlangıç noktası.

2- Aşkın Evrensel Duvarı: I Love You Wall

Jehan Ricturs Meydanı’ndaki bu duvar hem bir sanat eseri hem de aşıkların buluşma yeri. Lacivert bir çiniyle kaplı duvarda tam 311 dilde “Seni Seviyorum” yazıyor! Fédéric Baron ve Claire Kito tarafından 2000 yılında yapılan bu eser, güçlü ve evrensel “sevgi” duygusunu ifade ediyor. Kırmızı renkli lekelerin ise kırık bir kalbin parçalarını simgelediği düşünülüyor. Dikkat ederseniz, bu kırmızı lekeler birlikte bir tam kalbi oluşturabiliyor. Bugün pek çok turist bu duvarın yanından geçip gitse de, meraklı gezginler duvarı elbette biliyor ve hatta evlilik tekliflerine de sahne oluyor 🙂

3- Terk Edilmiş Bir Tren Yolu: La Petite Ceinture

La Petite Ceinture, Paris’in gizli kalmış yerlerinden biri. Eyfel’in ışıklarından ve Paris’in havalı sokaklarından çok uzak. Tren yolu, 150 yıl önce Paris’in çevresine savunma amaçlı inşa edilmiş ancak daha sonra terk edilmiş. Bugün sakinliği ve yeşiliyle görenleri büyülüyor. Bazı bölümleri yürüyüşe açık hatta bazı eski istasyonlar barlara ve restoranlara dönüşmüş durumda. Burada bir öğle yemeği yiyebilir, sakinliğin tadını çıkarabilirsiniz. Her ne kadar merkezin biraz dışında gibi görünse de, toplu taşıma ile ulaşım oldukça kolay. Örneğin, Pantheon’dan otobüsle bölgeye ulaşım 20 dakika. 

4- Paris’in Gizli Kalmış Yerleri: Gallerie Vivienne Pasajı

Paris’in gizli kalmış yerlerini keşfetmek istiyorsanız kesinlikle pasaj gezin! 18. ve 19. yüzyıllardan kalma bu pasajlar içinde otantik alışveriş dükkanlarını saklıyor. Gallerie Vivenne elbette ki tek örneği değil ama bizim favorimiz. Gallerie Vivenne, 1823’te inşa edilmiş, göz alıcı mozaik bir zemine sahip. Lüks giyim mağazalarıyla, kitapçılarıyla ve şarap dükkanlarıyla biliniyor. Eğer pasaj gezmek hoşunuza gittiyse yakınındaki diğer pasajlara da göz atabilirsiniz. Bunlardan bazıları Galerie Colbert, Passage Bourg-l’Abbé ve Passage du Grand-Cerf.

5- Paris’te Bir İllüzyon: Batan Ev (The Sinking House)

İlk bakışta şaşırtan Paris’teki batan ev, tamamen bir optik illüzyondan ibaret. Binayı bulduğunuzda fotoğrafı çekip çimenler düz gelecek şekilde çevirirseniz işte size Batan Ev! Herkes Sacre-Coeur’u bilir, buraya kadar gelir ancak hemen yanı başındaki bu tatlı binayı ve illüzyonunu bilmez. Montmartre tarafına veya Sacre-Coeur’a geldiğinizde, batan evi fotoğraflamayı bir deneyin deriz! 🙂 Bu arada ulaşım oldukça kolay, enyakın metro durağı Anvers’ten sonra yaklaşık 5 dakikalık bir yürüyüşle ulaşmanız mümkün.

Paris’in Gizli Kalmış Yerleri Bonus: Sainte Şapeli

Bir Notre Dame değil tabii ama mutlaka görülmeli! 🙂 Şaka bir yana, Notre Dame’in şöhreti ve şehirdeki sayısız şaheser bazı eserleri gölgelemiş. Sainte Şapeli de bunun bir örneği. Dışarıdan baktığınızda şapelin dış cephesini kısıtlı şekilde görebiliyorsunuz. Adalet Sarayı ile de aynı avluyu paylaşıyor. İçine girdiğinizdeyse, kesinlikle sürprizli! Şu renklere bir bakın:

Sainte Şapeli’ni Piri Guide mobil uygulamamızdaki Paris turundan dinleyebilirsiniz. Rehberimiz Saffet Emre Tonguç, “Sanatın Kalbi” isimli Paris turunda Sainte Şapeli’ni ve şehirdeki sayısız eseri sizin için anlatıyor.

Tags:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir