Paris için söylenecek çok şey var. Onlarca filme ev sahipliği yapmış, sanatın kalbi yıllarca burada atmış. Şairlerin şiirlerine konu, modaya başkent olmuş. Binlerce aşka da tanıklık etmiş Paris. Onun gösterişli ışıl ışıl sokakları, zaman içinde herkes tarafından “Işıklar Şehri” olarak anılmış.
Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Paris’i adım adım kişisel ve dijital tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın! 🙂
Paris’e neden Işıklar Şehri deniyor?
Paris’e “Işıklar Şehri” denmesinin sebebi farklı farklı hikayelere dayanıyor. Kimisi, 17. yüzyılda şehrin yüksek seviyedeki aydınlatmasından geldiğini söylüyor. Bunun sebebi, dönemin yüksek suç oranını aydınlatma ile biraz olsun kontrol altına almakmış. Kimisi de, Paris’teki “Aydınlanma” dönemine bağlıyor “Işıklar Şehri” adını. Belki bugün “Işıklar Şehri” tanımını biraz klişe buluyor olabilirsiniz. Ancak Paris’e adım attığınız anda bu tanıma katılırken buluyorsunuz kendinizi.
Paris’e ne zaman gidilir?
Paris, her mevsim gitmek için uygun bir şehir. Ancak Paris Moda Haftası gibi önemli ve büyük etkinliklerin olduğu tarihleri tercih etmemenizi öneririz. Şehrin kalabalıklığı, yer bulamama gibi problemler tadınızı kaçırabilir. Aynı şekilde Fransa’nın resmi tatillerinde de plan yapmamanızı tavsiye ederiz. Bunun dışında, Paris her mevsim ayrı güzel. Ancak şunu belirtmekte fayda var: Paris her zaman kalabalık olsa da en kalabalık dönem Mayıs-Eylül. Bize sorarsanız, Paris için en güzel ay Nisan der geçeriz 🙂
Paris’te gezilecek yerler
Paris’te mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Paris için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Piri’deki Paris turlarının anlatıcısı ünlü rehber Saffet Emre Tonguç. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel mobil tur rehberinizi indirmeden Paris’i gezmeye başlamayın 🙂
Bu arada, turistik yerlerin dışında, Paris’in gizli saklı hazinelerini, az meşhur yerlerini de görmek istiyorum derseniz, şu yazı da ilginizi çekebilir:
Alışılmadık Paris Önerileri: Paris’in Gizli Yerleri
Gelelim Paris’te görmeniz gereken belli başlı yerlere, buyrun:
1- Sacre Cour Bazilikası
Şehrin çoğu noktasından görebileceğiniz Sacre Cour Bazilikası, Montmarte Tepesi’nde yer alıyor. Montmarte Tepesi, Sanatçılar Tepesi olarak da biliniyor. Yürürken turistlerin resimlerini yapan sanatçılara ve sokak müzisyenlerine bolca rastlayabilirsiniz. Bu arada, söylemeden geçmeyelim: Monet, Picasso, Dali gibi sanatçılara ev sahipliği yapmış Montmarte. Dilerseniz yürüyerek dilerseniz finükülerle çıkabilirsiniz.
2- Louvre Müzesi
Paris’te görmeniz gereken müzelerin başında geliyor Louvre Müzesi. Ancak baştan söyleyelim, burası öyle bir müze ki tek günde gezmek bitirmek mümkün değil. Beklentinizi ona göre koyun ve içeride gezerken doğru bir planlama yapın. Önceden hangi salonları hangi eserleri gezmek istediğinizi araştırıp planlayın. Bunun için Piri’deki Paris turu size yardımcı olabilir. Louvre Müzesi biletinizi mutlaka önceden alın ve rezervasyon yaptırın. Biletiniz olsa bile, rezervasyonunuz yoksa uzun bir sıra beklemek zorunda kalabilirsiniz.
Müze severler için bir ipucu: Eğer Paris’te birden fazla müze gezmeyi düşünüyorsanız mutlaka Paris Museum Pass seçeneklerine bakın. Fiyat avantajı olan paketler göreceksiniz.
Müze severler için ikinci ipucu: Paris’te Görmeniz Gereken Müzeler yazımız da ilginizi çekebilir.
3- Paris Versay Sarayı
Fransız Devrimi’ne kadar Fransa Krallarının yerleşim yeri olarak 100 yıl hizmet vermiş Versay Sarayı. Paris’te oldukça büyük bir alana yayılmış, hem bahçeleri hem de yapılarıyla gezmek biraz zamanınızı alabilir. Eğer zamanınız varsa, Versay Sarayı için yarım gününüzü ayırmak iyi bir seçim olur. Versay Sarayı, şehrin biraz dışında kalıyor ancak 50 dakikalık bir tren yolculuğuyla ulaşmak mümkün. Versay Sarayı’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olduğunu da eklemiş olalım.
4- Paris Notre Dame Katedrali
Her yıl 13 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan Notre Dame Kilisesi ne yazık ki 2019’dan beri kimseyi ağırlayamıyor. Bugün Notre Dame’i ancak uzaktan izlemek mümkün, restorasyon çalışmaları sürüyor. Notre Dame’ın bu halini görmek insanın içi yakıyor, üzülmemek elde değil, uyarmış olalım…Notre Dame Katedrali, 27 şapelden ve 75 dev sütundan oluşuyor, 130 metre genişliğinde. Gotik stili mimarisi, bünyesindeki eserleri göz dolduruyor. Asıl ününü ise, Victor Hugo’nun Notre Dame’ın Kamburu isimi romanının 1831’de yayınlanmasıyla kazanıyor.
5– Pantheon
Neoklasik tarzda inla edişmiş bu yapı, 1700’lere uzanıyor. Sık sık da Roma’daki Pantheon ile karıştırılıyor J Roma’daki Pantheon çok daha görkemli ve eski olsa da Paris’in Pantheonu da mutlaka ziyareti hak ediyor. Pantheon, kelime anlamı olarak “Tanrıların Tapınağı” anlamına geliyor. Detaylı hikayesini mutlaka Piri’den dinleyin deriz.
Pantheon için bir ipucu: Pantheon, Latin Quarter olarak anılan mahallede yer alıyor. Burada özellikle Sorbonne’dan dolayı üniversite öğrencileri hakim. Dolayısıyla mahallede güzel barlar, restoranlar bulmak da mümkün. Biraz zaman geçirmenizi tavsiye ederiz.
6- Paris Lüksemburg Bahçeleri
Şehrin ortasında yemyeşil bir bahçe! Üstelik 25 hektara yayılmış dev bir bahçe! 17. Yüzyılda Floransa mimarisi tarzında inşa edilmiş. Bahçenin ön cephesindeki gölün etrafına dizilmiş sandalyelerde güzel bir mola verebilirsiniz. Bu arada Victor Hugo’dan Sefiller’i okuyan bu bahçeyi hatırlayacak! J
7– Paris Şanzelize Caddesi
Geldik Paris’in en meşhur alışveriş caddesi Şanzelize’ye. Paris’te öyle bir şehir yapısı var ki, çoğu cadde Şanzelize’ye çıkyor. Bugün 2 km uzunluğundaki bu şıkır şıkır cadde, 16. Yüzyılda tarlalarla dolu bir yermiş! İşte Şanzelize adını da buradan alıyor, “cennetten bir yer” anlamına geliyor.
8- Sen Nehri ve Köprüleri
Paris’i ikiye ayıran bu nehir üzerinde tam 37 körpü bulunuyor. Bunlardan en ünlü olanı da III. Aleksandr Köprüsü. Sen Nehri üzerinde tekne turları da yapılıyor. Eğer zamanınız varsa bir göz atmanızı tavsiye ederiz. Nehrin akış yönüne göre sağda kalan Paris, ticaretin ve insan kalabalığının daha fazla oldu bir yer. Sol yaka içinse daha sakin ve daha entellektüel bir muhit demek mümkün.
Bu arada bir ipucu: Paris’te yolunuzu kaybederseniz nehre ulaşmak için bina numaralarını takip edebilirsiniz. Çünkü numaralar küçüldükçe Sen Nehri’ne yaklaşmışsınız demektir!
E hadi ikinci bir ipucu daha: Nehre inen sokaklar, küçük küçük sanat galerilerine ev sahipliği yapıyor. Eğer sanata çok ilgiliyseniz bu sokakları ve galerilerini seveceğinize eminiz! 🙂
9- Eyfel Kulesi
Eyfel Kulesi için, dünyanın en ikonik yapısı desek yanlış olmaz. Paris’in bir çok yerinden görebileceğiniz bu yüksek kuleyi, önündeki çimlere uzanıp izlemek ayrı bir keyifli. Aslında bir sergi için geçici olarak inşa edilen bu kule, zamanında çok eleştiri almış ve beğenilmemiş.
3 platformdan oluşan Eyfel Kulesi’ne hem merdiven ile hem de asansör ile çıkma şansınız var. Ancak biletlerinizi mutlaka önceden almanızı tavsiye ederiz. Bunun için Piri mobil uygulamasındaki Paris turunda yer alan “Paris Biletleri” sekmesini kullanabilirsiniz.
10- Zafer Takı, Paris
Zafer Takı, Şanzelize Caddesi’nin bir ucunda bulunan Charles de Gaulle Meydanı’nın ortasında yer alıyor. Dünyanın en ünlü zafer taklarından biri. Napolyon tarafından yaptırılıyor, tamamlanması 1836 yılını buluyor. Zafer Takı’nın altında 1. Dünya Savaşında şehit düşen meçhul bir askerin mezarı ve II. Dünya Savaşı’nda şehit olan Fransız askerlerinin anısına yanan ebedi ateş bulunuyor.
Paris’te ne yenir?
Fransa, yeme-içme kültürüyle dünyaya yön vermiş ülkelerden biri. Şunu itiraf etmeliyiz ki, Paris’te herhangi bir pastaneye girseniz bile vasat bir şey yemeniz pek mümkün değil. Eğer spontane gezmeyi seviyorsanız, bazı zamanlarda kendinizi sokaklara bırakın ve sürprizlere hazır olun. Ancak riske atamam derseniz, biz sizin için Paris Yeme İçme Rehberi hazırladık, buyrun:
Paris Yeme İçme Rehberi: Kilo Aldırabilir, Karışmayız
