Cumhuriyet’in doğduğu en kadim kentlerden biri Ankara’ya hoş geldiniz!
Ankara için “gri şehir” diyen de var, “memur şehri” diyen de. Ama bir kere bu kente adımını attıktan sonra başka yere gitmek istemeyen, hemen Ankara’yı özeleyen de var. Yani anlayacağınız Ankara ve Ankaralılar arasındaki ilişki çok farklı.
Öyle bir kent düşünün ki yıllar önce kaderi başkent olarak çizilmiş. Ankara geçmişte çok farklı uygarlıklara başkentlik etmiş. Galat boylarından Tektosagların başkentiymiş zamanında. Sonra Romalılar gelmiş ve taşra örgütünün başkenti olmuş. Bizans imparatorları gidecekleri yere geçmeden önce burada, Ankara’da konaklayıp öyle yola çıkarmış.
Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Ankara’yı adım adım kişisel ve dijital tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın! 
Ankara İsmi Nereden Geliyor?
Efsaneye göre Ankara kentini kuran kişi Frig Kralı Midas’mış. Günlerden bir gün Midas, kentini kurmak için kâhinin kapısını çalmış. Kâhin de demiş ki “Bir ağaç altında gemi çapası bulacaksın. İşte oraya kuracaksın şehrini ve mutluluğu da yine orada yakalayacaksın.” Bunu duyan Midas çıkmış yola, aramaya başlamış gemi çapasını. Tam umudunu kaybetmişken uyuduğu ağacın altında bir rüya görmüş. Rüyasında yattığı ağacın altında bir gemi çapası buluyormuş.
Midas, uyandığı gibi kazmaya başlamış ağacın altını. Gerçekten de bulmuş gemi çapasını ve kentini buraya kurmuş. Sonra da “gemi çapası” anlamına gelen Ankyra adını vermiş şehre. Ankara’nın adı zamanla değişmiş tabii. “Engüriye” olmuş, “Engürü” olmuş, hatta bazı Ankaralılardan duyacağınız “Angara” bile olmuş. En nihayetinde ise “Angora” ve “Ankara” adını almış.
Ankara Nerede?
Ankara, Türkiye’nin başkenti ve İstanbul’dan sonra ülkenin en büyük ikinci şehri. Kent, Anadolu Platosu’nda ve Türkiye’nin de merkezine yakın bir konumda yer alıyor.
Ankara’ya Nasıl Gidilir?
Ankara’ya havayolu, karayolu ve demiryoluyla ulaşmak mümkün. Ankara Esenboğa Havalimanı, şehirden yaklaşık 35 kilometre uzaklıkta. Havalimanın içerisinden Kızılay merkez de dahil şehrin çeşitli yerlerine giden Belko otobüsleri var.
Diğer bir seçenek olarak otobüsle gelmek isterseniz Ankara-İstanbul arası 5 saat; Ankara-İzmir arası ise 8 saat sürüyor. İstanbul’dan trenle Ankara’ya ulaşmak isteyenler de TCDD web sitesini ziyaret edebilirler.
Ankara’ya Ne Zaman Gidilir?
Kabul edelim, Ankara ayazı diye bir gerçek var 🥶 Derinizi kesen ve içinize işleyen Ankara soğuğu… Bu soğuğa rağmen Ankaralılar Kızılay-Tunalı ve Tunalı-Kızılay arası yürümeyi o kadar çok seviyor ki! İnsanın bazen “Hiç mi üşümüyor musun ya?” diye sorası geliyor. Biz bu soruyu hemen cevaplayalım, Ankaralılar da üşür. Ama unutmayın, yeterince hızlı yürürseniz ısınabilirsiniz.
Kentin önemli yerlerini gezmek amacında olanlar çok soğuk mevsimlerde gelmesin. Bahar ayları geziniz için daha uygun olabilir. Yaz aylarında, özellikle de Temmuz-Ağustos gibi Ankara gerçekten sıcak oluyor. Yazın Ankara’yı gezmek imkânsız değil ama bunalacağınızı belirtelim. Kış aylarını sevenler ise Ankara’da çok güzel bir kayak tatili yapabilir. Bunun için Elmadağ ve Esentepe bizim favorimiz.
Ankara Gezilecek Yerler
Şu çok duyduğunuz bir cümle var ya: Ankara’da her yol Kızılay’a çıkar. Bu sizce doğru mu yoksa tamamen bir mitten mi ibaret? Biraz garip ama bu doğru bir söylem. Özellikle toplu taşıma kullananlar ilk Kızılay’a gider, sonra oradan aktarma yapıp istediği yere geçer.
Ankara’da mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Ankara için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel mobil tur rehberinizi indirmeden Ankara’yı gezmeye başlamayın!
Seğmenler Parkı
Seğmenler Parkı, adını önemli bir halk figürüne borçlu. Nasıl Aydın’ın Efeleri varsa Ankara’nın da Seğmenleri var. Seğmenler geleneğine göre yeni bir devlet kurulurken ve o devletin büyük önderi devletin başına geçerken Kızılca Gün adlı bir gelenekle bu kutlanırmış. Takvimler 27 Aralık 1919 gösterdiğinde de tam bu bahsettiğimiz gelenek gerçekleşmiş. Seğmenler, bir kış günü Ankara’ya adımını atan Atatürk’ü davullarla Dikmen Vadisi’nde karşılamışlar.
Seğmenler Parkı’nın yemyeşil çimlerine uzanıp arkadaşlarınızla sohbet etmenizi veya kitap okumanızı öneririz. Hatta dilerseniz çevredeki kafe veya restoranlardan yiyecek ve içecek bir şeyler alıp burada yiyebilirsiniz. Buradan yukarı doğru yürürseniz Botanik’e ve Ankara’nın simgelerinden biri haline gelmiş Atakule’ye çıkmanızı öneririz.
Papağanlar ve sincaplar size eşlik ederse şaşırmayın, onlar bölgenin minik sakinleri 🦜🐿️
Pembe Köşk: İlklerin Köşkü
Seğmenler Parkı’nın karşısında, ana caddeden yola bakan yapı Pembe Köşk. Ankara’nın en eski evlerinden birisi burası. Aynı zamanda Ankara’nın başkent olmasıyla birlikte de sosyal ve kültürel hayatın birçok ilkinin gerçekleştiği tarihi bir bina. Ankara’nın ilk balosu, ilk sergisi, ilk konseri ve ilk ilmi toplantısı Pembe Köşk’te gerçekleşmiş. Satrançtan at binmeye kadar birçok etkinlik de yine bu köşkün bahçesinde düzenlenirmiş.
İsmet İnönü, Pembe Köşk’ü 1923 senesinde satın almış ve ailesiyle birlikte 1973 yılına kadar burada yaşamış. Pembe Köşk’te Atatürk’ün bıraktığı izler hâlâ canlı. Köşkün yemek odasında Atatürk’ün emeği çokmuş. Odadaki masaları, sandalyeleri ve koltuk takımlarını bizzat Büyük Önder’in kendisi satın almış.
P.S. Pembe Köşk’ü her zaman ziyaret etmeniz ne yazık ki mümkün değil. Her yıl 29 Ekim ve 23 Nisan aylarında birer ay boyunca ziyarete açık.
Kuğulu Park
Kimisi burada oturur, biraz soluklanır; kimisi de “Kuğulu’da buluşalım” diyerek arkadaşını bekler.
Parkın eskiden bulunduğu alan dere geçen kavaklı bir araziymiş (Kavaklıdere semtinin adı da işte buradan geliyor). 1958’te park haline getirilmiş. Ama burayı özel kılan asıl şey adından da anlayacağınız üzere parkın sakinleri kuğular.
Beyaz kuğular, Viyana Belediyesi tarafından hediye edilmiş. Adları da Viyana ile Ankara’ymış. Daha sonra 1980’li yıllarda Pekin Belediyesi siyah kuğular hediye etmiş. Onlara da Deniz ve Elmas adını vermişler. Küçük olduğuna bakmayın buranın. Kuğulu Park, günümüzde 24 farklı kuş türüne de ev sahipliği yapıyor.
Etnografya Müzesi
18 Temmuz 1930’da ziyarete açılan Etnografya Müzesi binası, Türkiye’de müze olarak inşa edilmiş ilk bina. İçerisinde Anadolu’nun Türk İslam Dönemine ait eserleri var. Anadolu kültürünü yansıtan müthiş koleksiyonları da göreceksiniz. Burada Türkiye’nin dört bir yanından toplanmış geleneksel kıyafetler ve gündelik eşyalar sergileniyor.
Müzenin iç avlusunda Atatürk’ün ilk mezar yeri mevcut. Biliyorsunuz ki Atatürk hayatını kaybettikten sonra İstanbul’dan Ankara’ya getirildi. Anıtkabir’in inşaatı bitene kadar da naaşı burada muhafaza edildi. Naaşı için özel bir mumyalama tekniği kullanıldı ve kurşun bir tabutun içinde bekletildi.
Piri’den Öneri: Müzenin olduğu yerde harika bir Ankara manzarası var. Geziniz bitince veya öncesinde onun da keyfini çıkarmanızı öneririz.
Anıtkabir
Atatürk’ün ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir, insana birçok farklı duyguyu aynı anda yaşatan bir yer. Milyonlarca kalbin aynı anda attığı nokta burası.
Anıtkabir, toplamda 3 bölümden oluşuyor: Barış Parkı, Mozole ve Tören Meydanı. Barış Parkı’nda Türkiye’nin çeşitli yerlerinden getirilmiş ve dünyanın birçok ülkesinden gönderilmiş 48 bin 500 civarı bitki ve ağaç var. Bu bitki ve ağaçlar aslında sembolik bir anlama sahip, adeta büyük bir milletler meclisini oluşturuyorlar. Atatürk’ün tüm dünyayı etkilemiş ünlü sözü “Yurtta barış, dünyada barış.” sözünü simgeliyorlar.
Anıt mezara giden meşhur Aslanlı Yol’da 24 Oğuz boyunu temsil eden 24 aslan heykeli var. Aslanların çift olması, birlik ve beraberliği; yatar bir pozisyonda olması ise barışseverliği simgeliyor. Anıt mezara çıkan merdivenlerde 42 adet basamak var, işte bu da Ata’nın ayakkabı numarası. Anıt mezardan içeriği girdiğinizde de sağ ve sol bölümlerde altışar tane meşale göreceksiniz. Bu 12 meşale, Türklerin 12 hayvanlı takvimine bir gönderme.
Ankara’da gezeceğiniz ve hayranlık duyacağınız o kadar çok nokta var ki! Mesela Anadolu Medeniyetler Müzesi’ne uğramadan, Cumhuriyetin tohumlarının atıldığı TBMM binalarına girmeden, Ankara Kalesi’ne çıkmadan gitmeyin. Tabii ki öncesinde Piri mobil uygulamasındaki Binlerce Yılın Başkenti sesli turumuzu açtığınızdan emin olun! 😊
Ankara’ya kadar gelmişken Mevlana kenti Konya’ya da uğramayı düşünüyorsanız Konya Gezi Rehberi yazımızı okuyabilirsiniz 😊
