“Beyoğlu’nda gezersin, gözlerini süzersin…” diye aklımızda çalıp duran o Beyoğlu şarkısı…
İstanbullu olmayan biri bile Beyoğlu’nu mutlaka duymuştur. Burası İstanbul’un en ünlü semtlerinden. Filmlere, kitaplara ve daha birçok hikayeye konu olmuş. Eski popülerliğini günümüzde kaybetmiş olabilir. Ancak ikonik bir semt olduğu gerçeği hala değişmedi.
Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Beyoğlu’nu adım adım kişisel ve dijital tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın! 
Beyoğlu Nerede?
Beyoğlu, İstanbul’un Avrupa yakasında yer alan bir ilçe. Konum olarak Tarihi Yarımada’nın karşısında kalıyor. Kâğıthane, Eyüp ve Şişli ilçelerine de oldukça yakın bir konumda.
Beyoğlu’na Nasıl Gidilir?
Beyoğlu/Taksim ulaşımı en kolay semtlerden biri. Nerede olursanız olun metro, dolmuş ya da otobüsle kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz. Beyoğlu’na otobüsle gitmek için 32T, 38T, 46Ç, 54HT, 55T, 66, 72T, 76D ve 93T hatlarını kullanın. Atatköy-Pendik Marmaray hattıyla da geçiş yapmak mümkün. Ancak Yenikapı’da inip M2 metro hattını kullanarak Beyoğlu’na gitmeniz gerekiyor.
Aynı zamanda Taksim durağından Tünel durağına doğru giden Nostaljik Tramvay yani T2 hattı sabah 07.00 ile akşam 21.30 arası çalışıyor. Hafta sonu ise 22.00’de bitiyor.
Beyoğlu İsmi Nereden Geliyor?
Tarihe baktığımızda Beyoğlu’nun adı “Karşı yaka” anlamına gelen Pera’ymış. Ancak ilçe Beyoğlu adını bir rivayete göre Venedik elçisinin oğlundan almış. Türkler, bu gence “Bey Oğlu” dermiş. Kendisi de Taksim yakınlarında oturduğu için bölgeye “Beyoğlu” denmeye başlanmış.
Beyoğlu Gezilecek Yerler
Beyoğlu’nda mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Beyoğlu için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel mobil tur rehberinizi indirmeden Beyoğlu’nu gezmeye başlamayın
Grand Pera
Grand Pera, emek sahnesinin binası ve İstanbul’da görebileceğiniz en muhteşem binalardan biri. Yapı, Neo Klasik mimariyi yansıtıyor. Peki ama Neo Klasik mimari ne? Klasik mimarinin yani Yunan mimarisi ile Roma mimarisinin yeniden yorumlanması. O çerçevede bakarsanız Grand Pera’nın güzelliği sizi bir kez daha büyülüyor. Corinth üsluplu sütun başlıkları da yine dikkat çeken noktalardan. Mitolojiden alınma figürlerin de dış cephede yoğun bir şekilde kullanıldığını görebilirsiniz.
Çiçek Pasajı
Üzerinde Pera Pasajı yazdığına bakmayın, burası meşhur Çiçek Pasajı. 1876’da Rum asıllı bir Osmanlı banker Restaki Efendi tarafından yaptırılmış. Çok ünlü bir akordiyon sanatçısı olan Madam Anahit de burada yaşamış. Peki neden Çiçek Pasajı denmiş buraya? Çünkü vakti zamanında 1917’deki Bolşevik Devriminden sonra Beyaz Ruslar İstanbul’a kaçmış.
Bazı kaynaklar 200 bine yakın Rus’un İstanbul’a geldiğini yazar. Ve bu gelen Beyaz Ruslar çiçek satmaya başlamış. O yüzden de Çiçek Pasajı denmiş buraya. Aynı zamanda bir sürü yenilik de getirmişler. Mesela garson kadınlar çalışmaya başlamış. Saçlarını çok kısa kestirdikleri için Alagarson yani garson usulü seç kesimi ortaya çıkmış.
Galatasaray Lisesi
Galatasaray Lisesinin diğer bir adı, Sultanların Mektebi anlamına gelen Mekteb-i Sultani. İlk olarak II. Bayezid Döneminde kurulmuş. Yani fetihten sonra kurulmuş okullardan burası. Ama bugünkü bina 19. yüzyıl mimarisinin özelliklerini taşıyor. Çünkü yangınlardan okul da nasibini almış ve yeniden inşa edilmiş. Gerçekten şehrin güzel binalarından bir tanesi Galatasaray Lisesi. Bir zamanlar Tıbbiye veya Tıphane olarak tıp eğitiminin verildiği bir okulmuş. Yani üniversite fonksiyonu o zamanlarda varmış. 90’lardan sonra ise kız bölümü de buraya taşındı. Ve Ortaköy’deki kısmını Galatasaray Üniversitesi haline getirdiler.
Galata
Büyük Hendek Caddesi’nin sonunda karşımıza böyle müthiş bir eser çıkıyor: Galata Kulesi… Yaklaşık 67 metre yüksekliğinde bir kule bu. Çok restorasyon görmüş, hatta 1953’te İstanbul’un fethinin 500. yıldönümünde de yine bir restorasyon yapılmış. Eski fotoğraflarına baktığınızda o yukarıdaki koni şeklinde kubbeyi görmüyorsunuz. Bizim Galata Kulesi olarak bildiğimiz yeri ise Cenovalılar yapmış. Etrafı komple surlarla çevriliymiş. Nasıl İstanbul’un etrafında bugün 20 kilometre sur varsa buranın etrafında da surlar varmış. Fakat surları 1860’larda yıktırmışlar.
Kırım Kilisesi
Hiç İstanbul gibi olmayan bir bina Meşhur Kırım Kilisesi. Sanki İngiltere’den gelmiş de buraya kondurulmuş gibi. Kilisesinin bir de ilginç bir hikayesi var. Öncelikle burası Kırım Anma Kilisesi olarak geçiyor. Çünkü meşhur Kırım Savaşı’nda Osmanlı, Fransızlarla ve aynı zamanda İngilizlerle iş birliği yapmış. Ruslara karşı savaşmışlar. Ruslar boğazları ele geçirip sıcak sulara inmek isteyince çok sayıda İngiliz de İstanbul’a gelmiş. Hatta o İngilizlerden birisi ünlü Florence Nightingale. Sonra savaş bitmiş, padişahın izniyle de bir Kırım Kilisesi inşa edilmiş.
Asmalı Mescit
Burası İstanbul Beyoğlu gece hayatı için önemli noktalardan bir tanesi. Bölgedeki eğlence mekanları burada. Ve çok sayıda barın olduğu bir nokta. Asmalı Mescitin üzerindeyiz. Biliyorsunuz bir tersanemiz var. Azap Kapı’nın altında, Kasımpaşa civarında. Oradaki yöneticilerden biri burada bir mescit yaptırmış, o yüzden de buraya Asmalı Mescit demişler. Ama Asmalı Mescit günümüzde meyhaneleriyle bilinen adreslerden bir tanesi.
Beyoğlu’nda gezecek daha çok yer var! Mesela tarihi tramvaya binmeden Beyoğlu’nu gezdim demeyin. Gitmişken Taksim Gezi Parkı da kesinlikle ziyaret edilmeli. O yüzden Beyoğlu’nu keşfe dalmak isteyenler Piri uygulamamızdaki Beyoğlu: Grande Rue de Pera sesli turunu dinleyebilir!
Ne demişler taşı tarağı altın İstanbul! Her bir köşesinde bambaşka bir yaşanmışlık gizli. Öyleyse Kadıköy gezi rehberimizle gizli kalmış yaşanmışlıkları okumaya devam edebilirsiniz!
