Porto, ilk bakışta kartpostallardan fırlamış gibi görünen bir şehir. Renkli evleriyle nehre yaslanmış, yamaçlardan denize doğru uzanıyor. Dar sokaklarında yankılanan tramvay sesleri ve Douro Nehri’nin üzerinde uzanan köprüleri, Porto’yu büyüleyici kılan detaylar. Her köşesinde eskiyle yeninin iç içe geçtiği bir ruh var. Tarihi binaların arasında dolaşırken bir köşede şarap mahzenine, diğer köşede modern bir kafeye takılabilirsiniz. Porto, aceleye gelmez; burası gezmekten çok, keyfini çıkarmak için var.
Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Porto’yu adım adım kişisel ve dijital tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın!
Porto Nerede?
Porto, Portekiz’in kuzeyinde, Douro Nehri’nin kıyısına kurulmuş bir liman şehri. Lizbon’un yaklaşık 300 kilometre kuzeyinde yer alıyor. Ülkenin ikinci büyük şehri olsa da, havası başkentten çok daha sakin. Nehirle okyanusun buluştuğu noktada, yamaçlara kurulmuş renkli evleriyle tam bir kartpostal gibi.
Porto’ya Ne Zaman Gidilir?
Porto her mevsim güzel ama en keyiflisi bahar ve sonbahar. Nisan–Haziran arası hava tam gezmelik olur, şehrin sokakları canlanır ama kalabalıklar henüz gelmemiştir. Eylül–Ekim de ayrı bir güzel; üzüm bağları renk değiştirir, şehir sakinleşir. Yazın biraz kalabalık ve sıcak olabilir, kışın ise yağmur eksik olmaz ama Porto’nun o melankolik havası tam da o günlerde ortaya çıkar.
Porto’ya Nasıl Gidilir?
Porto’ya gitmenin en kolay yolu uçak tabii ki. Şehrin havalimanı, Francisco Sá Carneiro, şehir merkezine sadece 20 dakika uzaklıkta. Havalimanından metroya binip doğrudan merkeze ulaşabilirsiniz, hem ucuz hem pratik.
Lizbon’dan geliyorsanız tren ya da otobüsle de ulaşmak mümkün. Alfa Pendular hızlı trenleriyle yaklaşık 3 saatte Porto’dasınız. Manzaralı bir yol arıyorsanız, Douro Nehri boyunca giden tren hattı da harika bir seçenek. Arabayla gelmek de güzel olur ama park yeri Porto’da biraz sabır işi, baştan söyleyelim.
Porto Gezilecek Yerler
Porto’da mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Porto için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel mobil tur rehberinizi indirmeden Porto’yu gezmeye başlamayın! 😊
Santa Catarina Şapeli
Santa Catarina Şapeli, şehrin tam kalbinde, Porto’nun en ünlü alışveriş caddesi Rua de Santa Catarina’da yer alıyor. 18. yüzyılda inşa edildiğinde daha mütevazı görünüyormuş, ahşaptanmış. 1801’de yenilenmiş ve genişletilmiş. Şapele “Ruhlar Şapeli” de deniyor. Çünkü 18. yüzyıldan beri şapelin altarında Ruhların Meryem Ana’sı heykeli bulunuyor. Ruhların Meryem Ana’sı, Araf’taki ruhların koruyucusu kabul edilen Hz. Meryem.
Santa Catarina Şapeli, Porto’nun en çok fotoğraflanan yerlerinden biri. Özellikle mavi-beyaz karolarla kaplı cephesi bolca ilgi çekiyor. Cephedeki azulejo olarak bilinen bu fayanslar 1929’da sanatçı Eduardo Leite tarafından tasarlanmış. 15 binden fazla fayans var burada. Assisili Aziz Francis’in ölümü ve Azize Catherine’in şehitliği gibi İncil’den sahneler betimlenmiş.
Gizli Hazine: Livraria Lello
Livraria Lello, 1950’ye kadar Portekiz’in önde gelen kitap ihracat ve ithalatçıları arasında yer almış. 2006’da İspanyol yazar Enrique Vila-Matas El País gazetesinde bir yazı yayınlamış. İşte o zaman ilk kez “Dünyanın En Güzel Kitapçısı” olarak anılmış burası. Burası bir kitapçı evet, ama öyle bir dolanıp çıkayım türünden değil. İçeri girdiğinizde önce gösterişli bir kırmızı merdivenle karşılaşacaksınız. Merdiven Porto’nun en çok fotoğraflanan yerlerinden.
Bina mühendis Francisco Xavier Esteves tarafından tasarlanmış. Neo-gotik mimarinin güzel bir örneği. Gotiği göğe doğru uzanan dikey formlardan, ince- sivri uzantılardan tanıyabilirsiniz. Bakın, cephede bilim ve sanatı temsil eden iki figür yer alıyor. Bu figürler, sanatçı José Bielman tarafından boyanmış. Bu kitabevinin bu kadar ünlü olmasının bir diğer sebebi de Harry Potter serisi. Söylentiye göre J.K. Rowling’in aklına Harry Potter fikri Porto’da, özellikle de bu kütüphanede düşmüş.
Borsa Sarayı (Palácio da Bolsa)
Borsa Sarayı, Porto’nun en görkemli yapılarından biri. 19. yüzyılda Portolu tüccarların buluşma noktası olarak inşa edilmiş. Neoklasik tarzda, sade ama güçlü hatlarıyla tüccarların gücünü ve şehrin zenginliğini yansıtıyor. Dışı asil, ama asıl ihtişam içeride!
İçeri girince ilk olarak mermer sütunlarla çevrili Uluslar Avlusu karşılıyor. Cam tavanı sayesinde gün ışığı içeri doluyor. Mermer ve granit merdivenlerden yukarı çıktığınızda ise Altın Oda, Genel Kurul Salonu ve diğer süslü odalar sizi bekliyor. Tavanlarda altın yaldızlar, duvarlarda ince işçilik, salonlarda kristal avizeler… Sarayın iç dekorasyonu 1860’larda başlamış, ancak 1909’da Kral II. Manuel’in ziyareti öncesinde tamamlanmış.
Ribeira & Guindais Füniküleri
Füniküler, 1891’de açılmış. Yukarıdaki Batalha bölgesini Ribeira’ya bağlıyor. İki dakikada yorulmadan kendinizi şehrin üst kesiminde buluyorsunuz. Biliyor musunuz, füniküler açıldıktan iki yıl sonra bir kaza sonucu kapanmış. Bir fren arızası yüzünden füniküler kontrolden çıkmış. Yaralananlar, hatta hayatını kaybedenler olmuş. Bu yüzden Portolular fünikülerden korkuyormuş. Füniküler Tam yüzyıl sonra, 2004’te tek.
Ribeira ise Porto’nun tarihi kısmı. Bu bölge pastel renkli evleri, tavernaları ve tekneleriyle biliniyor. Bölge bugün UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Ribeira bölgesinin ne zaman yerleşime açıldığı bilinmiyor. Porto’nun Pena Ventosa semtinde yani katedralin olduğu tepede geliştiği biliniyor. Daha sonra nehrin kıyısında da bir yerleşim oluşmaya başlamış. Arkeolojik çalışmalar, Roma döneminde burada bir liman olduğunu gösteriyor. Liman burada yerleşilmesinin temel sebebi olabilir.
Tatilin için daha fazla ilhama ihtiyacın varsa, uygun fiyatlı en güzel yerleri burada sıraladık.
