Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en kalabalık şehri ve başkenti. Gece hayatıyla da ünlü olan bu şehri diğer başkentlerden ayıran en önemli özelliği ise bölünmüş bir şehir olması. Evet, yanlış okumadınız. 🙂 Lefkoşa, dünyanın tek bölünmüş başkenti. Şehrin kuzeyinde Türkler, güneyinde ise Rumlar yaşıyor. Gelin hep beraber bu sıcak cennete bir göz atalım!
Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Lefkoşa’yı adım adım kişisel ve dijital tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın! 
Lefkoşa Nerede?
Akdeniz’in en büyük üçüncü adası KKTC’nin başkenti Lefkoşa, Mesarya Ovası’nın ortasında bulunuyor. Kıbrıs’ın en kalabalık şehri. Ayrıca Kıbrıs’ın kültür, sanayi ve ticaret merkezi.
Lefkoşa Nasıl Gidilir?
Türkiye’nin birçok yerinden Ercan Havalimanı’na direkt uçuşlar bulunuyor. Türkiye’nin nasıl HAVAŞ’ı varsa Lefkoşa’nın da KIBHAS’ı var. Ercan Havalimanı’ndan KIBHAS’a binerek 35 dakikada şehir merkezine ulaşabilirsiniz.
KIBHAS sitesine buraya tıklayarak göz atabilirsiniz.
Deniz yolculuğu tercih eden gezginler için de seçenekler var. Ne yazık ki biraz uğraşlı ama. Mersin ve Alanya’dan gemiyle Girne’ye gidip oradan otobüsle Lefkoşa’ya ulabilirsiniz. Girne Limanı’ndan Lefkoşa’ya yarım saatte bir otobüs seferleri mevcut.
Lefkoşa Ne Zaman Gidilir?
Soğuğu tercih eden gezginler için kötü haber! Ocak-Şubat gibi en soğuk dönemlerde bile sıcaklık 15 derece civarında oluyor. İyi tarafından bakarsak, Nisan-Kasım arası herkes rahatça denize girebiliyor. Plaj sevenler için bir cennet. 🙂
Lefkoşa Gezilecek Yerler
Lefkoşa’da mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Lefkoşa için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel mobil tur rehberinizi indirmeden Lefkoşa’yı gezmeye başlamayın!
Lefkoşa Surları
Lüzinyan Krallığı döneminde Lefkoşa, Ortaçağ Feodal şehir anlayışı ile yönetilmiş ve adanın idari başkenti olarak kalmış. Bu dönemde Lüzinyanlar, adanın farklı şehirlerine olduğu gibi Lefkoşa’ya da savunma amaçlı surlar inşa etmişler. Lefkoşa’da hala varlığını sürdüren ve şehre büyük bir güzellik katan şehir surları Lüzinyanlar tarafından yapılmış olsa da son haline Venedikliler tarafından getirilmiş. Askeri mimarinin en güzel ve en mükemmel örneklerinden biri olan surlar 5 km uzunluğunda olup 11 burçtan oluşuyor.
Girne Kapısı
Girne Kapısı’nın ismi biraz yanıltıcı. Çünkü kapı Lefkoşa’da bulunuyor. 🙂 Kapı, yapıldığı dönem Venedikli bir asker ve mimar olan Francesca Barbaro’nun adını taşıyormuş. 1821 yılında Osmanlılar tarafından restore edilmiş ve büyütülmüş. Şimdiki ismini de adını Güney Kıbrıs yönetiminin başlangıcından almış. Günümüzde Girne Kapısı içinde bir turizm ofisi bulunuyor. Uğrayıp Kıbrıs gezisi hakkında bilgi ve tavsiye alabilirsiniz.
Venedik Sütunu
Sütunun üstünde ise o dönemler Venediklilerin sembolü, kanatlı aslan olarak bilinen ‘St. Mark Aslan’ı bulunuyormuş. Sütunun oturduğu altıgen kaidede ise Venedik hanedanına bağlı soylu ailelerin mermerden yapılan armaları varmış. Ancak günümüze kadar sadece 6 aileye ait armalar gelebilmiş.
1570 yılında Osmanlılar adayı aldıklarında Venedik Sütunu’nun üzerindeki St. Mark Aslanını kaldırmışlar.
İngiliz Sömürge dönemi olan 1915 yılında sütunun tepesine bakır bir küre yerleştirilmiş. İngilizlerin bir sembolü haline gelen bu küre ‘İngiliz Kraliyet topraklarında güneş hiçbir zaman batmaz’ anlamına geliyormuş.
Ayrıca Venedik demişken hatırlatalım. Venedik Gezi Rehberi yazımıza da göz atabilirsiniz.
Derviş Paşa Konağı
Derviş Paşa Konağı, Kıbrıs’ta yayınlanmış ilk gazetenin çıkmasını sağlayan Derviş Paşa’ya ait. Günümüzde ise Etnografya Müzesi olarak kullanılıyor. Lefkoşa’nın Osmanlı dönemini veya 19. yüzyıl Osmanlı mimarisini merak eden gezginlerin kesinle uğramasını tavsiye ediyoruz. Müzede o dönem kullanılan kılıçlardan çatal-bıçak takımlarına, gaz lambalarından şamdanlara birçok eşyayı görebilirsiniz.
Büyük Han
Büyük Han, Lefkoşa’daki en eski Türk yapılarından biri. Bu han, Bursa’daki Koza Han’dan ilham alınarak yapılmış. Koza Han ilginizi çektiyse Bursa Gezi Rehberi: İskendersiz Olmaz yazımıza göz atabilirsiniz.
Büyük Han, İngiliz yönetiminde bir dönem hapishane olarak bile kullanılmış. Günümüzde ise çeşitli dükkânların, atölyelerin olduğu, farklı sanatların icra edildiği, konser ve sergilerin düzenlendiği bir kültür merkezi olarak hizmet veriyor.
Selimiye Camii (St. Sophia Katedrali)
St. Sophia Katedral’i, Kıbrıs’ta yaşayan Lüzinyan Krallarının tören ile taç giyerek Kıbrıs Kralı unvanını aldıkları bir yermiş. Katedral, sonraki yıllarda ise Lüzinyan soyluları ile bazı Lüzinyan Krallarının gömüldüğü bir Latin Katedrali olarak da kullanılmış.
1570 yılında II. Selim’in ordularının Lefkoşa’yı alması ile katedral camiye çevrilmiş. Adına ise önceleri Lefkoşa Ayasofyası denmiş. 13 Ağustos 1954 tarihinde Kıbrıs müftüsü, Kıbrıs’ın fethi sırasında tahtta olan Osmanlı Sultanı II. Selimin anısına caminin adını değiştirmiş. Camiye ‘Selimiye Cami’ denmeye başlanmış.
Caminin ziyaret saatleri için Lefkoşa Belediyesi resmi sitesine göz atabilirsiniz.
Bedesten (St. Nicholas Kilisesi)
Lüzinyan döneminde kilise olarak yapılmış olup Venedik döneminde ise Ortodokslar tarafından St. Nicholas Kilisesi olarak kullanılmış. Osmanlı dönemine gelindiğinde ise bina tamamen farklı amaçla kullanılmış. Bir dönemler tekstil çarşısı olarak da kullanılan bina 1760- 1767 yılları arasında Türk, Rum ve Ermeni tüccarların çeşitli gıda maddesi satışı yaptıkları bir iş merkezi haline gelmiş.
Bedesten ziyaret saatleri için Lefkoşa Belediyesi resmi sitesine göz atabilirsiniz.
Lefkoşa için şimdilik bu kadar. Kıbrıs’ı merak ediyorsanız Piri yanınızda! Girne, Lefkoşa ve Gazimağusa turlarımızla ister evinizin konforunda ister Kıbrıs’ta gezerken dijital rehberinizi kullanabilirsiniz. Hem de Kıbrıslı rehberimiz Şirin Suha ayrıcalığıyla! Hemen Piri Guide mobil uygulamasını indirmeniz yeterli.
