AvrupaKaradağKotor

Kotor Gezi Rehberi: Zamanda Yolculuk

Eğer bir şehir bizi zamanda yolculuğa çıkartabilseydi bu kesinlikle Kotor olurdu. Vizesiz gidilebilmesinden dolayı isminden bolca bahsettirse de Kotor resmen Balkanların ortasında bir İtalyan dokunuşu. Şehre adım attığınız anda kendinizi bir anda Orta Çağ’da buluyorsunuz. Şehir, 1979’dan beri UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde. Neden bu listede yer aldığını Kotor sokaklarında dolaşırken daha iyi anlıyorsunuz.

Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Kotor’u adım adım kişisel tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın! 😊 Vodafone Red katkılarıyla herkese ücretsiz!

Kotor Nerede?

Kotor Avrupa Kıtasında yer alan Karadağ’da, Adriyatik Denizi’nin en girintili çıkıntılı kısımlarından biri olan Kotor Körfezi’nde (Boka Kotorska) etrafına kurulmuş bir şehir.  Yaklaşık 13.510 nüfusa sahip olan bu şehir aynı zamanda Kotor Belediyesi’nin idari merkezi.

Kotor’a Nasıl Gidilir?

Karadağ bir Avrupa ülkesi olmasına rağmen vize istemiyor. Bu yüzden Türkiye’nin birçok yerinden uçmanız mümkün. Maalesef Kotor’da bir havalimanı bulunmamakta. Fakat hemen paniklemeyin bölgeye etrafındaki birçok şehirden ulaşabilirsiniz. En kolay yolu ise Karadağ’ın başkenti olan Podgorica’ya ya da Tivat’a uçarak. Her iki şehirden de taksi, özel araç ya da otobüs ile yaklaşık yarım saat ile  2 saat arasında varabilirsiniz. Bunun dışında Arnavutluk’un başkenti Tiran ve Hırvatistan Dubrovnik’e de uçup şehre ulaşabilirsiniz.

Şunu not düşmekte fayda var: özellikle popüler bir sezonda gidiyorsanız yolunuz üzerinde trafik ile karşılaşma ihtimaliniz çok doğal. Özellikle yazın hafta içi saat 3-5 arası çok kötü olabiliyor. Sebebi ise o saatler Karadağlıların işten çıkıp aileleri ile denize gitme saatler.

Kotor’a Ne Zaman Gidilir?

Küçük bir uyarı ile başlayalım. Yaz sezonları (Haziran- Temmuz- Ağustos) Kotor’un en cafcaflı dönemlerinden biri. Özellikle tur gemilerinin uğrak noktası olduğu için de haylice kalabalık oluyor şehir. Bununla beraber trafik de çok oluyor. O yüzden en mantıklı zamanlar yaz öncesi ve sonrası. Eğer denize de girmek istiyorsanız Mayıs, Eylül ve Ekim ayları hem denizin ve havanın ideal olduğu hem de kalabalığın da azaldığı dönemler. Kotor’da Akdeniz iklimi hâkim olduğu için mevsimsel olarak da en güzel zamanları onlar.

Kotor Gezilecek Yerler

Kotor’da mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Kotor için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel mobil tur rehberinizi indirmeden Kotor’u gezmeye başlamayın! 😊 Vodafone Red katkılarıyla herkese ücretsiz!

Eski Şehir (Old Town)

Ordu Meydanı

Eski Şehrin en eski ve en büyük meydanındayız! Aklınıza gelebilecek tüm büyük etkinlikler ve törenler bu meydanda gerçekleşiyor. Adının “Ordu Meydanı” olması da pek şaşırtıcı değil. Çünkü Venedikliler döneminde, meydanın sonunda bir cephanelik varmış. Askerler bu meydanda toplanıp silahlanırmış. Ki bazı kaynaklarda meydan “Silah Meydanı” olarak da anılıyor.

Saat Kulesi

Meydanda en dikkat çeken yapıysa ünlü Saat Kulesi. Bu kule, 1600’lerin başında inşa edilmiş. Buraya bir saat kulesi yapılmasını, Eski Venedik Valisi Antonio Grimaldi istemiş. Kulenin üzerinde iki saat var. Her 30 dakikada bir sesini duyabilirsiniz bu saatlerin. Saat sabah 8 ise 8 kez, 8.30 ise bir kez çalıyor.

Kotor Kedi Müzesi

Kotor’a adım attığınızda anlayacaksınız ki Kotor demek kedi demek. Kediler Kotor’un değişmez bir parçası. O yüzden şehrin içinde bir Kedi Müzesi olması şaşırtıcı değil. Ufak bir uyarı: Müze yılın her günü açık değil. Her yıl çoğunlukla 1 Mayıs ile 31 Ekim tarihleri arasında ziyaret edilebiliyor. Bu tarih aralığının dışında geldiyseniz müzenin içini göremeyebilirsiniz.

San Giovanni Kalesi

San Giovanni Kalesi Eski Şehri’i dağdan aşağı uzanarak çevreleyen surların bir parçası. Bu bütüncül savunma sistemi, şehri işgallerden korumak için yapılmış. Kale, İlirya, Bizans, Venedik ve Avusturya mimarilerinden izler taşıyor. Kalenin temeli antik döneme kadar uzanıyormuş. Ama 6 yüzyılda Bizans imparatoru I. Justinianus tarafından yeniden yaptırılmış. Bugünkü görünümüne ise Venediklilerin yaptığı onarımlar ve genişletmeler sonucunda kavuşmuş. Bu kaleden, surlardan, burçlardan oluşan güçlü sistem, Venedik savaş ve savunma mimarisinin en güzel örneklerinden biri kabul ediliyor. Kale günümüzde oldukça harap durumda ne yazık ki. Bu durumda olmasının temel sebebi, geçirdiği çok sayıdaki deprem. Zaten çoğu turistin çıkma amacı kaleyi görmek olmuyor genelde. Göz kamaştıran Kotor manzarası kalenin en büyük ziyaret edilme sebebi.

Our Lady of Remedy Kilisesi

Our Lady of Remedy Kilisesi San Giovanni Kale’sine çıkan yolun tam ortasında bulunuyor. 1400’lerde Kotor, amansız, inatçı bir salgınla mücadele etmiş. Her bitti sanıldığında tekrar başlıyormuş bu salgın. Bu döngü nihayet sona erdiğinde sağ kurtulanlar bir kilise yaptırıp Tanrı’ya minnettarlıklarını göstermek istemişler. Ve bu kiliseyi inşa ettirmişler. Kilisenin ismi Rivayete göre burada ibadet edenler hastalıklarına şifa buluyorlarmış.

San Giovanni’ye Çıkmadan Önce Bilinmesi Gerekenler:

  • Kaleye, yaklaşık 1300 basamaklı dar bir yoldan çıkılıyor. Tırmanış yaklaşık 50 dakika sürüyor. Eğer fiziksel durumunuz el vermiyorsa oldukça zor bir yolculuk. Fakat yolun ortasında bulunan Our Lady of Remedy Kilisesi’ne kadar çıkmak da bir seçenek. Bizce en güzel manzara da orada. 
  • Özellikle öğlen saatlerindeyseniz bu saattlerde yukarı çıkmamanızı öneririz. Kaleye çıkmak için en ideal saatler sabahın erken saatleri. 
  • Yukarı tırmanırken dikkatli olmanızda yarar var. Basamaklar kaygan olabiliyor. Bu yüzden rahat bir ayakkabı giydiğinizden emin olun ve yanınıza su almayı, güneş kremi sürmeyi unutmayın! 
  • Son bir hatırlatma, yukarı çıktığınızda telefonunuzun şarjı dolu olsa iyi olur. Çünkü karşılaşacağınız manzaranın bol bol fotoğrafını ve videosunu çekmek isteyeceksiniz!

Kayaların Leydisi Adası/Kilisesi

Kayaların Leydisi Adası/Kilisesi insan eliyle yapılmış çok az sayıdaki adadan biri. Arkasında da oldukça ilginç bir hikâye var. Bir efsaneye göre Perastlı iki balıkçı kardeş, ada yakınlarında yaşanan bir gemi kazasından sonra, denizdeki bir kayanın üzerinde Hz. Meryem ve Hz. İsa’nın resmedildiği bir ikona bulmuşlar. Bunu bir işaret olarak gören kardeşler kayanın üzerine bir kilise inşa etme sözü vermişler. Kayanın etrafını taşlarla doldurmaya başlamışlar. Daha sonra taş yığınları büyüyüp şu anda Karadağ’ın simgelerinden olan Kayaların Leydisi adası haline gelmiş. Kardeşler ve onların sözüne inananlar 1630 yılında burada bir kilise inşa etmeye başlamışlar. Denize taş atmak bir gelenek haline gelmiş. Her yıl 22 Temmuz’da gün batarken “fašinada” adı verilen bir festivalle yerel hak buraya gelip denize taşı atıyorlar. 

Kilisenin içerisi birbirinden özel sanat eserleri ile kaplı. Ayrıca kilisenin içerisinde bir müze de bulunuyor. Müzede eski zaman denizcilerinin yolculuklarında topladıkları eşyalar sergileniyor.  Müzede eski sandıklardan tutun tablolara kadar, Perastlı denizcilerin topladığı eşyalar sergileniyor.

Kotor’da keşfedilecek şeyler daha çok. Hepsini bir yazıda toparlamamız mümkün değil 🙂 Daha fazlası için Piri Guide’ı indirip, Kotor turunu deneyimlemeyi unutmayın.

Karadağ’ın her köşesi ayrı bir güzel. Karadağ’ın bir başka incisi olan Perast Kotor’a sadece 15 dk uzaklıkta. Gitmişken orayı da görelim derseniz Perast gezi rehberimiz de ilginizi çekebilir. 

Tags:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir