Avrupa

Zürih Gezi Rehberi: Çikolata Kaplı Rüyalar

Zürih Avrupa’nın altın şehirlerinden biri. Hem refah seviyesinin yüksekliği hem de Zürih’in finansal merkezi olmasıyla dünyaca bir üne sahip. Son zamanlarda da expat sayısında yaşadığı artış ile de iyice gözleri üstene çekti.  Zürih’te modern yaşam, tarih ve doğayla kusursuz bir uyum içinde. Sokaklarda yürürken, orta çağdan kalma binaların arasında kayboluyorsunuz. Her köşe başı, bizi başka bir hikâyeye, başka bir zaman dilimine götürüyor. Dünya standartlarında müzelerle, sanat sahneleriyle ve Michelin yıldızlı şık restoranlarla ev sahipliği yapıyor Zürih. Anlayacağınız Zürih’te yok yok.

Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Zürih’i adım adım kişisel ve dijital tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın! 🙂

Zürih Nerede?

Zürih, İsviçre’nin en büyük şehri ve finansal merkezi. Ülkenin kuzeydoğusunda yer alıyor, Limmat Nehri tarafından da ikiye bölünmüş durumda. Bu coğrafi konum, Zürih’i hem doğa açısından zengin hem de önemli bir ulaşım noktası yapıyor. Nüfusu yaklaşık dört yüz bin.

Zürih’e Nasıl Gidilir?

Özellikle THY ve Pegasus’un Zürih’e direkt uçuşları mevcut. Fakat diğer havayollarının da aktarmalı uçuş seçenekleri mevcut. Uçuşlar genelde 3 saati buluyor. Havalimanına geldiğinizde şehir merkezine ulaşmak da oldukça kolay. Biz tren yolu ile gitmenizi öneririz. Şehre ulaşım genel olarak tren ile 15 dakika alıyor.  Onun dışında özel araç kiralayıp ya da otobüs ve taksi ile de gidebilirsiniz. Fakat taksi çok tuzlu bir seçenek uyarmamış olmayalım. Eğer kışın geldiyseniz ve kayak merkezlerini ziyaret edecekseniz havalimanından kalkan otobüslerle rahatça ulaşabilirsiniz.

Zürih’e Ne Zaman Gidilir?

Zürih’e gitmek için en iyi zamanlar genelde ilkbahar ve sonbahar. Bu dönemde şehir, çiçeklerle dolu parkları canlanıyor. Hava ise genellikle serin ve yağış az. Bir diğer seçenek ise yaz ayları. Hava genelde sıcak ve güneşli oluyor, göl kenarında dinlenmek için de ideal zaman oluyor. Sadece yazın turist oranı artıyor o yüzden kalabalığa hazır olun. Zürih’in kışı ise çetin geçiyor dediklerimizden. Fakat özellikle Noel zamanı şehir ışıl ışıl oluyor. Kış sporlarını seviyorsanız ya da kışın şehri keşfetmek sizin için sorun değilse kışın Zürih bir ayrı keyifli oluyor.

Zürih’te Gezilecek Yerler:

Zürih’te mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Zürih için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel mobil tur rehberinizi indirmeden Zürih’i gezmeye başlamayın 🙂 

Landesmuseum

Zürih Ulusal Müzesi, İsviçre’nin en kapsamlı kültürel tarih koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Şehrin en önemli simgelerinden biri. Aynı zamanda da, 19. yüzyılın en iyi mimari örnekleri arasında.

Müzenin; İsviçre tarihini, sanatını ve kültürünü yansıtan zengin bir koleksiyonu var. Tarih öncesinden günümüze kadar gelen el sanatları, gündelik eşyalar, heykeller ve resimler sergileniyor. Tarih bölümünün birinci katında “Simply Zurich” isimli bir sergi göreceksiniz. Serginin merkezinde, Zürih’in geçmişine ışık tutan altmış eserle dolu etkileyici bir vitrin bulunuyor. Çocuklar için de “Tarihte Sihirli Halı Gezisi” adında özel bir sergileri de var! Eğer yanınızda bir minik varsa, bu da aklınızda bulunsun. 🙂

Müze geçici sergilere de ev sahipliği yapıyor. Sergilerle birlikte söyleşiler, okumalar ve seminerler de düzenleniyor. Oldukça aktif, yaşayan bir müze burası.

Augustinerkirche

Augustinerkirche Zürih’in canlı bir mahallesi. Sokakları, oymalı ahşap pencereli evler süslüyor. Orta Çağ’da yerel sanatçıların büyük bir bölümü bu bölgede yaşamış. 17. yüzyıldaysa, cadde sakinlerinin çoğu zengin fabrikatörler olmuş.

Sokakta aynı zamanda Orta Çağ boyunca şehrin beş ana kilisesinden birine de ev sahipliği yapıyor. İlk olarak 13. yüzyılda kurulan bu Gotik tarzdaki kilise, yüzyıllarca süren bir tarihe tanıklık etmiş. Orta Çağ’dan kalma Eski Şehir’de. Augustinerkirche etkileyici vitray pencerelere, karmaşık taş oymalara ve sakin bir atmosfere sahip. Augustinerkirche, 16. yüzyılda Zürih’teki Protestan Reformasyonunda rol oynamış. Reformcu Huldrych Zwingli’nin vaazlarını burada verdiği ve İsviçre’de Reform geleneğinin yerleşmesine katkıda bulunan dini reformları savunduğu yer burası.

Kilisenin içinde, İsviçre Reformasyonundaki etkili figürün Huldrych Zwingli anısına adanmış bir anıt da bulunuyor.

St. Peter Saat Kulesi

Şimdi karşınızda, Aziz Peter Kilisesi ve Avrupa’nın en büyük saat kulesi! Evet, yanlış duymadınız, 8,7 metre çapıyla Avrupa’nın en büyük saat kulesine bakıyoruz. İçinde 5 adet çan bulunuyor. En ağırı beş tondan fazla. Büyüklüğünden dolayı, Zürihliler ona “Şişman Peter” de diyor (biraz da bodyshaming :D). Hatta Guinness Rekorlar Kitabı’nda bile yer alıyor kendisi.

Yüzyıllar boyunca Zürih’teki ‘resmi yerel saat’ Aziz Peter saat kulesi tarafından belirlenmiş. Şehirdeki diğer saatler de buna göre ayarlanmış. Yani büyük olmasının yanı sıra çok da hassas bir saat bu. Öyle ki, “İsviçre saati” ününü kanıtlar nitelikte. Kule, Orta Çağ’dan 1911’e kadar yangın gözlem noktası olarak kullanılmış. Kulenin tepesinde bulunan küçük pencerelerden, saatte dört kez yangın olup olmadığını kontrol eden bir gözcü bulunuyormuş.

Bahnhofstrasse

Bahnhofstrasse Zürih’in kalbi. Burası Avrupa’nın en pahalı, dünyanın ise üçüncü pahalı caddesi. Zürih Gölü ile Tren İstasyonu arasında bir buçuk kilometre boyunca uzanıyor. Eskiden bu kadar havalı değilmiş tabii. 150 yıl kadar önce hendeklerle doluymuş.

Cadde boyunca özellikle görmenizi önerdiğim üç yer var:

Birincisi tren istasyonu tarafına doğru yürürken, solunuzda Beyer Saat Müzesi kalacak. Saatlere meraklıysanız, bu müze ilginizi çekebilir.

Ardından, cadde boyunca ilerlerken yine sol tarafta, Sihlstrasse’de yer alan bir restoran bulacaksınız: Haus Hiltl. 123 yıldır kesintisiz açık ve Guinness Rekorlar Kitabı’na göre dünyanın en eski vejetaryen restoranı.

Son olarak; kulesiyle, tavan pencereleriyle, cumbalarıyla, dikkat çeken bir bina var caddede, ismi “Haus zur Trülle”. Orta Çağ boyunca, günahkârlar dönen bir kafes içinde burdan halka teşhir ediliyormuş.

Lindt Çikolata Evi

Lindt’in tarihi 1845’e kadar uzanıyoe. Yüksek kaliteli çikolatasıyla tanınan önde gelen bir İsviçre çikolatacısı.

Zürih’e yakın Kilchberg’deki Lindt Çikolata Evi, dünyanın en büyük Lindt çikolata mağazasına ev sahipliği yapıyor. Lindt Çikolata Evi sadece bir mağaza değil; aynı zamanda etkileşimli bir çikolata müzesine ev sahipliği yapıyor. Çikolatanın tarihinden, Lindt’in çikolata yapım sürecinden ve şekerleme sanatından harika bir yolculuk yaşayabilirsiniz. Ana cazibe noktalarından biri, sürekli olarak sıvı çikolata dökülen devasa Lindt çikolata çeşmesi.

Eğer bu yazımız hoşunuza gittiyse, çikolata severlerin mutlaka görmesi gereken yerler yazımız da ilginizi çekebilir.  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir