19. yüzyılın sonlarına, 20. yüzyılın başlarına gittiğimiz minik yolculuğumuza hazır olun!
Modern sanatçı dediğimiz grup işte tam da bu iki yüzyılda ortaya çıktı. Geleneksel teknik ve stillerden sıyrılıp kendi ustalıklarını gösterdiler. Sanat dünyasına yeni perspektif ve formlar tanıttılar. Kübist ve Sürrealist akımlardan tutun, Soyut Dışavurumculuk’a ve Pop Art’a kadar birçok akım geldi geçti. Bu sanatçıların ortaya çıkardığı eser ve hareketler ise birçok anlamda 21. yüzyıl sanatına da yön verdi, vermeye de devam ediyor.
Hatırlatma: Eğer daha fazlasını keşfederim, yorulmam derseniz dijital tur rehberi ve sesli içerik uygulaması Piri’yi indirebilirsiniz!
Salvador Dali: Sürrealizmin Ustası
“Gerçek sanatçı ilham alan değil, başkalarına ilham verendir.”
20. yüzyıldan 5 modern sanatçı say denilse aklımıza ilk gelecek isimlerden birisi Dali olurdu. Biz Dali’yi Sürrealist resim ve heykelleriyle tanıdık. Ama Salvador Dali aslında kimdi?
Salvador Dali, 11 Mayıs 1904’te İspanya’nın Figueres kasabasında doğdu. Sanatsal yeteneği erken yaşlarda fark edildi. Zamanla da bu sanatsal yönünü kanıtladı çünkü Dali şu anda Sürrealizmin ustası olarak biliniyor. Sürrealizm, bilinçli ve bilinçsiz zihin arasındaki engelleri kırmayı amaçlayan kültürel ve sanatsal bir hareketti. Sanatçı Dali de zihnin en derinliklerinde saklı kalmış garip ve dışa vurulmayan görüntüleri eserlerinde yansıttı. Bu sayede Sürrealizmin en önemli örneklerinden bazılarını ortaya çıkardı; mesela hepimizin bildiği şu meşhur “Eriyen Saatler” tablosu.
Dali, tablolarının yanı sıra oldukça üretken bir heykeltıraştı. “Tuhaf” ve “biçimsiz” olarak adlandırılan birçok heykel ortaya çıkardı. Heykelleri çoğunlukla doğal yaşamdan izler taşıdı. Tabloları ve heykelleri gibi kendisi de alışılmadık bir kişiliğe ve gösterişli bir tarza sahipti. Bir karıncayiyeni evcil hayvanı olarak gezdirdiği fotoğrafı hatırlayanlarınız vardır belki 🐜
Biliyor Muydun?
Dali’ye zamanında Barcelona’daki La Sagrada Familia’yı tamamlaması teklif edilmiş. Ama Salvador Dali, bunun asıl sanatçı Antoni Gaudí’ye bir saygısızlık olacağını söyleyerek teklifi reddetmiş. O zaman bu vesileyle Barcelona’yı da keşfetmek isterseniz Barcelona gezi rehberimiz hemen şurada: Barcelona Gezi Rehberi ve Gezilecek Yerler.
Vincent Van Gogh
“Yıldızları ve göklerdeki sonsuzluğu fark edin. O zaman hayat neredeyse büyülü gözüküyor.”
Ekspresyonizmden etkilenmiş modern sanatçı Van Gogh, 1853’te Amsterdam’da hayata gözlerini açtı. Çocukluğu oldukça çalkantılı bir ailede geçti. Bu dünyada yerini bulmakta da zorlandı. Bir süre galerici ve misyoner olarak çalıştıktan sonra 27 yaşında sanatçı olmaya karar verdi. Kendi kendisini eğitmiş olan Vincent Van Gogh, Fransız Empresyonistlerden etkilendi.
Van Gogh maalesef resmi bir eğitim alamadı ancak cesur, yoğun fırça darbeleri ve çarpıcı renk seçimleriyle kendi stilini oluşturdu. 1888’de Fransa’nın Arles kentine yaşarken çizdiği ayçiçekleri dizisiyle tanındı. Bu canlı ve dikkat çekici eserleri, sanat dünyasının en ünlü resimleri arasında kabul ediliyor.
Vincent Van Gogh’un hayatı zihinsel hastalığıyla zehir oldu. Kendisi ruhsal bozukluğu nedeniyle şiddetli depresyon ve halüsinasyonlardan mustaripti. Hayatının bir kısmını akıl hastanelerinde geçirdi ancak bu mücadelesinin sanatını durdurmasına izin vermedi. Hastanede olduğu süreçte dahi üretmeye, yoğun duygularını resmetmeye devam etti.
Van Gogh Neden Kulağını Kesti?
Sanatçı Vincent Van Gogh, Arles’te kaldığı dönemde bir jilet yardımıyla sol kulağını kesti ve sonrasında “Bandajlı Kulak ile Otoportre” eserini resmetti. Van Gogh’un neden kulağını kestiği hâlâ kesin olarak bilinmiyor. Ancak şizofreni veya bipolar gibi ruhsal rahatsızlıklarının veya depresyonun bunu tetiklediği düşünülüyor. Hatta arkadaşı sanatçı Paul Gaugin ile yaşadığı tartışmanın ardından kestiği de söyleniyor. Bir başka teori ise yarattığı eserlere gelen eleştiriye karşılık olarak kestiği.
Gustav Klimt
“İnsan yaşamının hiçbir alanı, sanatsal uğraş için bir bakış açısı sunmayacak ölçüde önemsiz ya da değersiz değildir.”
Avusturyalı modern sanatçı Gustav Klimt 1862-1918 yılları arasında yaşadı. Yeni Akım’ın etkili isimlerinden birisi olarak adını sanat tarihine yazdırdı. Avusturya’nın Baumgarten kentinde doğdu ve sanatçılarla dolu bir ailede büyüdü. Sanatçıların içerisinde büyümesi, sanat yeteneğine katkı sağladığı gibi bu konudaki hünerlerini de ilerletti. Klimt, yağlı tablolardan tutun da fresklere, çizimlere ve grafik baskılara kadar birçok alanda eserler üretti. Aynı zamanda bir sergi salonu olan Viyana Secession Binası ve Kunstgewerbe Müzesi’nin iç mimarisinden sorumluydu.
“The Kiss” ve “The Portrait of Adele Bloch-Bauer I” tablolarıyla akla gelen sanatçı, yaşadığı dönemde birçok eleştiriyle de karşı karşıya kaldı. Birçok kişi Klimt’in eserlerini gereğinden fazla şatafatlı buldu. Gustav Klimt ise tüm bu eleştirilere rağmen geleneksel sanatın dışına çıkmaya devam etti.
Pablo Picasso
“Hayal edebildiğiniz her şey gerçektir.”
Picasso 1881’de İspanya, Malaga’da doğdu. Henüz 14 yaşındayken Barcelona’daki Kraliyet Sanat Akademisi’nde eğitim görmeye başladı. 20. yüzyılda modern sanatın önemli sanatçılarındadı. Kübist hareketin kurucularından kabul edildi ve yaratıcı, sınırları zorlayan tarzıyla sanat dünyasında adeta bir devrim yarattı. Picasso ve ortağı Georges Braque; parçalanmış ve soyut bakış açılarını resmetmeyi tercih etti. Yaşamına tablolar, çizimler, seramikler ve heykeller de dâhil 50 binin üzerinde eser sığdırdı.
Picasso’nun en bilinen eserlerinden birisi, Kübist akımın gelişimde büyük rol oynamış “Les Demoiselles d’Avignon”. Bu tablo, bir randevu evindeki beş kadını betimliyor. Tablonun yapıldığı dönemi düşündüğümüzde kadının geleneksel rolünün beklenmedik bir şekilde resmedildiğini görüyoruz.
🎨 Ayrıca Barcelona’daki Picasso Müzesi’ni gezmek gibi bir planınız varsa dijital tur rehberi Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın!
Piri mobil uygulaması, size en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel mobil tur rehberinizi indirmeden modern sanatçıların eserlerini görebileceğiniz yüzlerce müzeyi gezmeye başlamayın! 😊
Amerikalı Bir Modern Sanatçı: Edward Hopper
“Eğer kelimelerle anlatabilseydin resmetmenin bir anlamı kalmazdı.”
Popüler kültürde de kendine yer bulmuş “Gece Kuşları” (1942) eserinin sahibi: Edward Hopper.
Realist bir sanatçı olan Edward Hopper, 1882’de New York’ta doğdu. Eğitimine kurumsal illüstrasyonlar yaparak başlasa da sonrasında güzel sanatlara yöneldi. Eserlerinde sıklıkla 20. yüzyıl ortalarında yaşamış Amerikalıların hayatını anlattı. Tablolarında sıradan insanları ve mekanları tasvir etti. Bu tasvirleri bizlere çoğunlukla yalnızlığı, soyutlanmayı ve varoluşsal anlamsızlığı gösterdi. Eserlerindeki kişileri kimi zaman bir benzinlikte kimi zamansa bir otel odası veya lokantada çizdi. Bunların hepsi aslında modern sanatçı Hopper’ın resimlerinde duyguyu ve atmosferi nasıl ustalıkla yansıttığının birer göstergesi.
Yeri geldi Edward Hopper’ı gülünç bulanlar dahi oldu. Ancak Amerikan hayatını özünde resmettiğini düşünen kişiler onu övmeye devam etti. Şu anda kendisi 20. yüzyılın en büyük Amerikan ressamlarından birisi olarak genç sanatçıları etkilemeye devam ediyor.
Bizden bu kadar. Ancak siz “Olmaz, burada bitemez!” diyorsanız Piri’yi indirebilirsiniz. Burada sizi bekleyen onlarca sanatçı var!
Ayrıca 5 Modern Sanatçı yazımızın ardından Mutlaka Bilmeniz Gereken 5 Klasik Sanatçı yazımıza da bakmadan ayrılmayın.
