Merhaba gezginler! Bugün gelin sizinle mütevazi ama değişik bir adayı ziyaret edelim. Yani Berlin’in meşhur Müzeler Adası. Berlin Müzeler adası resmen tek başına Berlin’in koca kültürünü temsil ediyor. Bu yüzden de hava kararıp da eğlenmeye gitmeden önce mutlaka görülecek yerler listenizde bulunmalı 🙂
Daha detaylı incelemeden önce şunu söyleyelim: Berlin Müzeler Adası, 1999 yılında Unesco Dünya Mirası listesine girmiş. Yani içerisinde hafife alınamayacak kadar değerli eserleri ve kültür izlerini barındıyor. Ayrıca dünyaca ünlü Berlin Katedrali’nin (Berliner Dom) da bu adada yer alması bu adacığı iyice hazineye dönüştürüyor.
Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Berlin Müzeler Adası’nı adım adım kişisel ve dijital tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın! 
Berlin Müzeler Adası Nerede?
Berlin Müzeler Adası yani Museumsinsel, Almanya’nın kuzeyinde bulunan başkenti Berlin’de konumlanmış (adıdan da tahmin edebileceğiniz gibi 🙂 ) . Biraz daha açık olmak gerekirse ünlü Spree Nehri üzerindeki adanın kuzeyinde bulunuyor.
Berlin Müzeler Adasına Nasıl Gidilir?
Adaya gitmek için otobüsten tramvaya birçok ulaşım yolu seçebilirsiniz. Alexanderplatz duraklarında inip yolun kalanında şehri seyrederek biraz yürüyeceksiniz. Yol üstünde çeşitli çarşılar ve sergiler de var. Sıkıcı bir yürüyüş olmuyor yani.
Berlin Müzeler Adasına Ne Zaman Gidilir?
Buradaki göreceğiniz resimler Lustgarten’ın tarihini anlatıyor. Mesela ikinci resim, Prusya’nın meşhur kralı 2. Frederick hükümdarlığında inşa edilmiş olan yeni kubbeyi gösteriyor.
Göceğiniz 3. resimde ise bir müzeyle beraber Lustgarten yer alıyor. Burada resmedilen müze, Berlin’in en eski müzesi. Ve yine efsanevi Schinkel tarafından inşa edildi.
Berlin Müzeler Adası Gezilecek Yerler
Berlin Müzeler Adası’nda mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Berlin Müzeler Adası için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel mobil tur rehberinizi indirmeden Berlin Müzeler Adası’nı gezmeye başlamayın!
Saray Köprüsü
İlk durak: Saray Köprüsü. Karl Freidrich Schinkel’in öğrencilerinin yaptığı heykeller bulunuyor burada. Strack, Stüler, Rauch, Gropius gibi isimlerin kendi elleriyle yonttuğu heykeller bunlar! 8 farklı sanatçının elinden çıkmış 8 ayrı heykel, bir adamın hayat hikayesini simgeliyor aslında. Savaşçı olması için yetiştirilen bir çocuğun hayatını!
Der Lustgarten Tabelası
Buradaki göreceğiniz resimler Lustgarten’ın tarihini anlatıyor. Mesela ikinci resim, Prusya’nın meşhur kralı 2. Frederick hükümdarlığında inşa edilmiş olan yeni kubbeyi gösteriyor.
Göceğiniz 3. resimde ise bir müzeyle beraber Lustgarten yer alıyor. Burada resmedilen müze, Berlin’in en eski müzesi. Ve yine efsanevi Schinkel tarafından inşa edildi.
Der Lustgarten
Lustgarten etrafındaki her şey, Brandenburg’in tarihinde hüküm sürmüş eski monarşiyi hatırlatan cinsten.
Berlin’in kubbesi 1905 yılında Julius Raschdorff tarafından inşa edilmiş. Bina bir kathedral kadar görkemli, çünkü kraliyet ailesi gördüğünüz kubbeyi eskiden düğün ve vaftiz ayinleri için bir kilise olarak kullanmış.
Berlin Katedrali mimari açıdan olduğu kadar dini açıdan da önemli. Bu harika tasarım aslında Berlin’in Roma’daki Saint Peter’a ve Londra’daki Saint Paul’a bir cevabıymış. Bu yüzden İncil’in bir temsilcisi ve Protestanlığın sembolü olarak da geçiyor. Londra blogumuza göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Kubbe’ye giriş ücretli olsa da size küçük bir sır verelim: Her gün düzenlenen gün ortası gün ortası ayinlerine herhangi bir ücret ödemeden katılabilirsiniz. Çekinmeden içeri girebilir, çaldıkları harika org’un ezgileriyle yeniden inşa edilmiş kubbenin içini ücretsiz olarak inceleyebilirsiniz! Buraya tıklayarak Berlin Katedrali ziyaret saatlerini resmi sitesinden inceleyebilirsiniz.
Altes Müzesi
Altes Müzesi yani Eski Müze, Berlin’in en eski müzesi. Girişindeki 18 sütunda Berlin Savaşı’ndan kalma izler, kurşun delikleri varlığını koruyor.
Müzede hem Yunan hem de Roma dönemlerinden kalma çok güzel heykeller bulunuyor. En etkileyicileri ise iki tane Zafer Tanrıçası Nike heykeli arasındaki dairesel alanda yer alan dua eden çocuk heykeli. Bu çocuk heykeli, Die Betende Knabe, Altes Müzesi’nin yapımına ilham olmuş bir eser.
Bir de çok etkileyici bir bozuk para koleksiyonu sergileniyor. Milattan önce 7. Yüzyıldan kalma paralara göz atabilirsiniz!
Anlatmaya devam etmeden önce hatırlatalım: Zaman kaybetmeden Piri Guide mobil uygulamasını indirerek cebinizde rehberinizle kendi temponuzda gezmeye devam edebilirsiniz!
Altes Müzesi'nin Üst Katı
Burası eskiden Londra’daki Covent Garden gibi bir pazarmış ama artık bu amaçla kullanılmıyor. Ortaçağ Berlin’inde burası insanların yürüyüşe çıkıp, halkın beraber vakit geçirdiği sosyalleştiği bir yermiş. Günümüzde bu bölgenin bir işlevi de sanırım bize bu bölgede emeği geçen Mr. Hacke’yi hatırlatması. Müller’in Müllercher Markt’a ismini vermesi gibi Hacke da Hackescher Markt’a ismini vermiş. İlginç değil mi?
Bu bölge, Berlinlilerin yaşadığı bir bölge olmasına rağmen gayet turistik. Güzel yemekler yiyebileceğiniz restoranlar, sanat galerileri, butik alışveriş mekanları gibi kent yaşamına dair birçok şeyi içinde barındırıyor.
Müzeler Adası
Ulusal Galeri
Müzeler Adası’nda ilk durak: Korint üsluplu sütunları ve 4. Frederick William heykeliyle büyüleyici bir bina olan Ulusal Galeri. Caspar David Friedrich, Eduard Gaertnar, Karl Freidrich Schinkel, Max Liebermann, Max Beckmann, Adolph von Menzel, Monet, Manet ve Weissmuller’in en nadide eserleri burada sergileniyor.
Neues Museum (New Museum)
Girişte Nefertiti’nin fotoğrafı da bulunuyor. Anlayacağınız üzere içeride Nefertiti sergilenmekte ve inanın bana Nefertiti’yi görme fırsatını kaçırmak istemezsiniz. 🙂 David Chipperfield’in tasarımına göre inşa edilmiş müzenin içi de en az dışı kadar ilginç. İçeride göz alıcı güzellikte bir Antik Mısır papirüsleri koleksiyonu var. Görebileceğiniz en eski eser ise taş devrinden kalma tam 7000.000 yaşında bir balta olacak!
Pergamon Müzesi
İçeride Pergamon’un antik sunağının çok başarılı bir repredüksiyonu sergileniyor. Aynı zamanda Babil’in efsanevi Ishtar Kapılarının bir bölümü içeride bulunuyor. Büyük müzede Osmanlı İmparatorluğu’ndan birçok eserin sergilendiği bir kısım da bulunuyor.
Hackescher Markt
Burası eskiden Londra’daki Covent Garden gibi bir pazarmış ama artık bu amaçla kullanılmıyor. Ortaçağ Berlin’inde burası insanların yürüyüşe çıkıp, halkın beraber vakit geçirdiği sosyalleştiği bir yermiş. Günümüzde bu bölgenin bir işlevi de sanırım bize bu bölgede emeği geçen Mr. Hacke’yi hatırlatması. Müller’in Müllercher Markt’a ismini vermesi gibi Hacke da Hackescher Markt’a ismini vermiş. İlginç değil mi?
Bu bölge, Berlinlilerin yaşadığı bir bölge olmasına rağmen gayet turistik. Güzel yemekler yiyebileceğiniz restoranlar, sanat galerileri, butik alışveriş mekanları gibi kent yaşamına dair birçok şeyi içinde barındırıyor.
Berlin Müzeler Adası için bizden bu kadar. Ayrıca Berlin’de ilginizi çeken yerleri detaylıca dinlemek ve rehberimiz Mark Müller ile Berlin’i gezmek için hemen Piri Guide mobil uygulamasını indirip işe koyulabilirsiniz!
