“Burası İsveç olsa beğenirdiniz ama” diye başlayan cümlelerin sonuna gelen kent: Trabzon. Doğası ile 7’den 70’e herkesi büyüleyen Karadeniz’in hırçın şehri. Üstelik doğal güzellikleri ile nam salmış İsveç, Norveç gibi ülkelere taş çıkardığı da kesinlikle doğru. Karadeniz bölgesi, tüm Türkiye yurttaşları için ayrı bir yer taşır. Farklı bir kültür, farklı bir tarih ve elbette göz alabildiğine mavi ve yeşil… Hamsinin her türlüsünü tadabildiğimiz kentlerden de biri aynı zamanda. Hamsinin tatlı olarak da yenebileceğini biliyor muydunuz? Neyse, konumuza dönelim.
Rumlardan Lazlara, Türklerden Ermenilere o kadar çok halka yurt olmuş ki bu kent; halkların renkli geleneklerini yansıttığı için farklılıklarını bağrımıza basmayı öğrenmişiz. Trabzon’un hem mutfağına hem de karakterine çok yönlü katkılar sağlamış olan bu çeşitliliğin en güzel tarafı elbette çok sayıda gezilecek yer miras bırakılmış olması. Kilise, manastır, cami, sinagog, kale, konaklar ve daha neler neler… Bunlar, Trabzon’da sizleri bekleyenlerden yalnızca birkaçı. Çünkü bu kent, sokaklarında taşıdıklarından çok daha fazlasını dağlarında barındırıyor.
Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Trabzon’u adım adım kişisel ve dijital tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın! 
Trabzon Nerede?
Kültürel mirası ile tanınan Trabzon nerede bir bakalım. Ülkemizin asi çocuğu, Karadeniz Bölgesi’nde bulunuyor. Doğu Karadeniz Dağları’nın eteğindeki bu kent, içeriden Giresun, Gümüşhane, Bayburt ve Rize ile komşu olmasının yanında dışarıda ise Rusya, Bulgaristan, Romanya, Gürcistan ve Ukrayna ile aynı denizi paylaşır.
Trabzon’a Nasıl Gidilir?
Türkiye’nin herhangi bir yerinden Trabzon’a ulaşım için en iyi seçenek uçak yolculuğu. Karadeniz’in paralel dağları sebebiyle karayolu oldukça uzun sürüyor diyebiliriz. Elbette Giresun, Rize gibi yakın şehirlerden giderken, özel araç veya otobüs tercih edilebilir.
Trabzon’a Ne Zaman Gidilir?
Birçok şehrin aksine Trabzon ziyareti için bahar, uygun bir dönem değil. Çünkü yıl boyu yağışlı olan bölgede en çok yağmur bahar dönemlerinde yağıyor. Öte yandan sonbahar, kış soğuğunun kentin üzerini beyaz örtüyle kapatmadan hemen önceki manzaralarını görebileceğiniz olağanüstü bir mevsim Trabzon için. Yaz ayları ise elbette en güzel seçenek. Çünkü sıcak havalar, yaylalara çıkmaya ve penceresinden baktığınız yayla evinin sunduğu manzara karşısında kendinizi dünyanın sahibi gibi hissedebilmenize olanak veriyor 🙂 Tabi bir yandan da kentin önemli tüm festivalleri, bu mevsimde düzenleniyor. Her birine şuradan göz atabilirsiniz.
Trabzon’da Ne Yenir?
Her ne kadar Karadeniz denildiğinde akla önce Hamsi gelse de Trabzon mutfağının geniş yelpazesinde çok daha fazla deniz ürünü var. Örneğin Palamut dolması ve Kefal ekşilisi. Genellikle kıyı restoranlarında taptaze servis edilen bu lezzetler dışında, kentte kukuca denen tatlıyı, hodan böreğini, gongoş sarmasını ve guliyayı mutlaka denemelisiniz.
Trabzon’da Gezilecek Yerler
Trabzon’da mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Trabzon için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel mobil tur rehberinizi indirmeden Trabzon’u gezmeye başlamayın!
Trabzon Ayasofya Camii
13. yüzyılda inşa edilen Trabzon Ayasofya’sı, ülkemizdeki 5 Ayasofya Camii’nden birisi. İstanbul’daki örneğe öykünen diğer yapılar gibi Trabzon Ayasofya Camii de hem görsel hem de işitsel bir etkileyiciliğe sahip. Onu ayrı kılan ise dış cephesinde yer alan ikonik heykelcikler. Üç kemerli giriş kapısının üzerinde bulunan bu bezemeler, yapıya karakterini kazandırmış da diyebiliriz. İçeride ise mozaikler, freskler ve çerçeve düzenlemeleri sizleri bekliyor olacak. Cenevizli denizcilerin, Trabzon Ayasofya Camii ile arasındaki bağı biliyor musunuz? Piri Guide ile öğrenebileceğinizi söyleyelim.
Zağnos Köprüsü ve Surlar
Kenti dışarıdan korumak için inşa edilen Zağnos Surları artık kentin içerisinde kalmış durumda. Fatih Sultan Mehmet’in veziri Zağnos Paşa’nın yaptırdığı köprü ise hala özgün konumunu koruyor diyebiliriz. Köprünün gerisinde, surların içinde ise bizi Trabzon doğasına uygun şekilde dizayn edilmiş bir park karşılıyor.
Trabzon Müzesi
Nam-ı diğer Kostaki Konağı, bugünkü Trabzon Müzesi, 19. yüzyıl sonlarında inşa edilmiş. Konağa ilk bakışta, alışkın olduğunuz düzenlemeleri göremezsiniz. Çünkü burası, Trabzon’un zengin kültürünün bir yansımasını oluşturur. Özellikle iç kısmındaki kalem işi süslemeler, hala eşsizliklikleri korur ve görenleri büyülemeye devam eder. 20. yılın başlarında el değiştiren bu konak, sonrasında hükümet konağı olarak, 2001 yılından bu yana ise müze olarak hizmet vermeye başlar.
Kızlar Manastırı
Trabzon’un orijinalliğini koruyan süslemelerinin yer aldığı sapasağlam yapılarından, 14. yüzyıla tarihlendirilen ve yıpranmış görüntüsüne rağmen merak uyandıran tarihi mekanına geliyoruz. 19. yüzyıl sıralarında restore edilen Kızlar Manastırı, artık bir müzeye dönüştürülmüş. Pencerelerinden sızan Karadeniz manzarası, Boztepe’nin ayaklar altına serildiği panoramik görüntüsü Kızlar Manastırı’nı mutlaka görülmesi gereken bir yer olarak listelere eklemeye yeterli.
Sümela Manastırı
O ikonik fotoğrafı hepimiz biliriz. Dağın adeta içine oyulmuş, “bu insanlar buraya nasıl çıkmışlar” diye sorduran ve zamana direnen Sümela Manastırı… Üstünde sarı, altında yeşil, yanında ise turkuaz tonlarının içiçe geçmiş görüntüsünü sunan manastır, Karadağ’da bulunuyor. Dünyanın en etkileyici yapıları arasında yer alan Sümela’nın oluşum öyküsünü Piri Guide ile dinleyebilirsiniz.
Ruhu arındıran kutsal suyu ve görkemi ile bilinen Sümela Manastırı’nın MS 4. yüzyılda başlayan hikayesi, Hristiyanlığın kabulü ile zenginleşiyor aslında. Dünyanın dört bir yanından taç giyme törenleri için buraya akın ediliyor. Manastır kompleksi; muhafız hücreleri, rahip koğuşları, ayazma, kütüphane, yatakhane, şifahane ve elbette mağara kiliseye ev sahipliği yapıyor. Sümela Manastırı’nı büyüleyici kılan ilk etmen elbette konumu, sonrasında ise ince ince işlenmiş freskleri öne çıkıyor. O kadar çok ve detaylı süslemelerle bezenmiş ki, incelemek için saatlerinizi ayırmanız gerekebilir.
Uzungöl
Cennetten bi parçanın, doğaya düşmüş hali Uzungöl’ü tariflemek için eksik kalıyor desek abartmış olmayız. Upuzun ağaçların arasından görünen muhteşem bir manzaraya, küçük bir köy de eklenmiş. Bugün gölün etrafında çok sayıda ev ve yapı bulunsa da insanların Uzungöl’e gitme sebebinin benzersiz görüntüler olduğunu biliyoruz. Karlarla kaplandığında Norveç köylerinden farksız bir fotoğraf sunan Uzungöl’de sizi göz alabildiğine yayla, orman ve gökyüzünün birbirine karıştığı kartpostala benzer kareler bekliyor. Uzungöl ile ilgili ulaşım bilgilerini, fotoğrafları ve çok daha fazlasını ise şurada bulabilirsiniz.
Doğal cennet Trabzon’un göz alıcı güzelliğini yakından görmek için kente gidecekseniz, rotanızı önceden oluşturmanız gerekir. Piri Guide Mobil Uygulaması’nın harita özelliği sayesinde bunu kolaylıkla yapabilirsiniz. Trabzon’da sizi bekleyen tarihi yapılar, muhteşem doğal güzellikler ve yepyeni lezzetler var. Eliniz çabuk tutun ve hayatınızdaki en az bir kez, mutlaka Trabzon’u ziyaret edin.
