BeyoğluİstanbulTürkiye

Beyoğlu Pasajları: Zamana Direnen 6 Tarihi Geçit

Beyoğlu’nun dar sokaklarında yürürken, ihtişamlı geçmişin izlerini taşıyan pasajlarla karşılaşmak kaçınılmazdır. Bir zamanlar İstanbul’un kültür, sanat ve alışveriş hayatının merkezi olan Beyoğlu pasajları, hâlâ geçmişle bugünü birbirine bağlayan canlı yapılar Tam da bu yazımızda bu izlerin peşinden gezecek, koca bir şehrin tarihini yeniden ziyaret edeceğiz.

Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Beyoğlu’nu adım adım kişisel ve dijital tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın! 🙂

Pasajların Kısa Tarihi

Her pasaj, kendi hikayesini taşır. İnsanlar buralarda alışveriş yapar, kahve içer, arkadaşlarıyla buluşur, tiyatroya gider, sinema izler veya sadece öylesine zaman geçirirler. Şehrin ritmini hissederler. Tam da bu sebeple, filozof ve yazar Walter Benjamin, pasajlardan “kendi başına küçük bir dünya” diye bahseder.

Pasajların tarihi aslında İlk Çağ’a kadar uzanır. Bedesten ve arasta olarak bilinen ticaret merkezlerinin bir devamıdır. Ancak çok önemli bir farkı vardır: iş merkezi olarak kullanılmalarının yanı sıra kültürel ve sosyal hayatın da kalbi olmaları.

Pasajların asıl gelişimi, Fransa’da, 19. yüzyıla tarihlenir. İstanbul’daki ilk pasajlar ise 18. yüzyılda ortaya çıkmış. Tabii modern alışveriş merkezlerinin yükselişiyle birlikte pasajlar da eski ihtişamını yitirmiş. Ancak tabii ki tüm dünyada pasajların önemli bir bölümü kültürel miras olarak korunuyor ve yalnızca sokakları değil, geçmişle bugünü de birbirine bağlıyor.

Beyoğlu’nun Zamana Meydan Okuyan Pasajları

1. Atlas Pasajı

Bir zamanlar Agop Köçeyan tarafından kışlık köşk olarak kullanılan Atlas Pasajı, daha çok Atlas Sineması ile bilinir. Fakat, burası sadece bir sinema değilmiş. Mulen Ruj Gazinosu, Küçük Sahne, Kulis Bar gibi mekanlara kucak açmış. Aynı zamanda, döneminin en büyük sinema oyuncularının ve tiyatrocularının da uğrak yeriymiş.

2.Çiçek Pasajı

1870’lerin ikinci yarısında inşa edilmiş Çiçek Pasajı. Ama öncesinde yerinde – en az pasaj kadar önemli- bir başka bina varmış: Naum Tiyatrosu. Beyoğlu ve Pera hakkında çok hızlı, kısa bir araştırma yapan herkesin, hemen karşısına çıkan tarihi bir olay vardır: Büyük Pera Yangını. Beyoğlu’nda bugün gördüğümüz çoğu bina, işte bu yangından sonra inşa edilen yapılar. Hepsi büyük bir özenle ve daha sağlam malzemelerle yapılmışlar. Çiçek Pasajı da onlardan biri. 

Peki, orijinal ismi “Cité de Péra” iken, nasıl “Çiçek Pasajı” olarak anılır olmuş? 1917 yılında yaşanan Bolşevik Devrimi’nin ardından, İstanbul’a çok sayıda Beyaz Rus göç etmiş. Yoksullukla mücadele etmek zorunda kalan göçmenlerden bazıları Beyoğlu’nda çiçekçilik yapmaya başlamış. Zamanla bu çiçekçiler pasajın içinde ve etrafında yoğunlaşınca pasaj da “Çiçek Pasajı” adıyla anılır olmuş.

3.Hazzopulo Pasajı

Sultan Abdülaziz döneminde, şehrin önemli zenginlerinden olan Hacopulo tarafından inşa edilmiş Hazzopulo Pasajı. Günümüzde de hala zanaatkarlara ev sahipliği yapıyor. Geçmişinde kuaför, halıcı, şapkacı ve terzi gibi işletmeler de yer alıyormuş. İstanbul’un her kesiminden insanın alışveriş yapabildiği bir yermiş burası. Diğer taraftan, Namık Kemal’in İbret Gazetesini çıkarttığı, Mithat Efendi ile tutuklandığı yer olarak da tarihe geçmiş.

Eğer buraya yolun düşerse, pasajın en eski dükkanı Madam Katia’yı da görmeyi unutma. İstanbul’da hala geleneksel yöntemlerle şapka yapılan nadir yerlerden biri burası. Konumunu ve hikayesini Piri’deki Beyoğlu sesli turunda bulabilirsin.

4.Rumeli Pasajı

İstiklal Caddesi’nde yükselen Rumeli Pasajı, 1890’larda Eğribozlu Sarıca Ragıp Paşa tarafından yaptırılmış. Bu dokuz katlı yapı, o dönem caddenin en yüksek binasıymış. Binanın tasarımı ise Sirkeci Garı’nın da mimarı olan Alman mimar Jachmund’a ait. Bir zamanlar bina eski dükkanlara, işyerlerine, pastanelere, kuyumculara ve muayenehanelere ev sahipliği yapıyormuş. Daha sonra ise pul koleksiyoncularının merkezi olmuş. İstanbul’un en eski lokantalarından Hacı Abdullah’a da ilk ev sahipliği yapan yermiş burası.

Osmanlı’nın üç kıtasına atıfla Ragıp Paşa’nın yaptırdığı üç geçitten biri olan Rumeli Pasajı, 1978’de kültürel miras olarak tescillendi. Çarpıcı barak, neoklasik, ampir süslemeleri ve Medusa başıyla, bina bütün güzelliğini koruyor.

5.Halep Pasajı

Halep Pasajı, 1885’ten beri sanat ve eğlencenin kalbinin attığı yerlerden biri. Osmanlı Hava Kuvvetleri’nin kurucularından Süreyya İlmen Paşa’nın da sahiplerinden olduğu bu tarihi yapı, ilk yıllarında akrobat gösterilerine ev sahipliği yapan Cirque de Pera’ymış. Zamanla fotoğraf stüdyoları, ithal piyano satıcıları ve hatta İstanbul’un en ünlü bisiklet mağazalarından biri buradaymış. 1904’teki büyük yangından sonra ise pasaj yeniden inşa edilmiş.

Bugün hala sahnesini koruyan SES Tiyatrosu, Halep Pasajı’nın en değerli hazinelerinden biri. Pasajda ayrıca Beyoğlu ve Pera sinemaları da bulunuyor.

5. Avrupa Pasajı

Avrupa Pasajı, Londra ve Paris’in pasajlarından ilhamla yapılmış bir yer. 1874 yılında Ohing Ailesi tarafından mimar Pulgher’e yaptırılmış. Büyük Pera yangınından önce ise burada “Jardin des Fleurs” isimli müzikli bir bahçe bulunurmuş. Eskiden “Aynalı Pasaj” olarak anılan bu tarihi yapı, adını içeriyi aydınlatan gaz lambalarının ışığını yansıtan aynalardan almış.

Yangın sonrası yeniden inşa edilen yapı, Meşrutiyet Caddesi’ni Balıkpazarı’na bağlayan üç katlı bir pasaj olarak tasarlanmış. O dönem İstanbul’un en ünlü manifaturacıları ve düğmecileri burada faaliyet gösteriyormuş. Cephesinde Malta taşı, zemininde ise Trieste taşı kullanılan pasajın üst cephelerinde Afrodit, Apollon, Hera ve Demeter gibi mitolojik figürlerin pişmiş toprak heykelleri bulunuyor. Günümüzde antikacıların ve turistik dükkânların yer aldığı bu nostaljik geçitte, Aynalı Geçit isimli bir etkinlik salonu da bulunuyor.

Beyoğlu’nda gezicek yer bol! Ben daha fazlasını öğrenmek isterim diyorsan, Beyoğlu gezi rehberimize de bakmayı unutma.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir