Paris, Venedik gibi şehirler her ne kadar çok özel olsalar da çoğu zaman çekilmez bir turist kalabalığına sahip oluyorlar. Neredeyse her gezgin çoğu zaman gözünün önündeki rotaları kaçırıyor. Halbuki kocaman bir dünyamız, keşfedecek çok fazla şehrimiz var. Gelin, turistlerin kolayca gözden kaçırdığı rotalara bakalım.
Yazıya başlamadan önce: “Buralara kim, nasıl seyahat planlayacak?” demiş olabilirsiniz. Saatlerce süren seyahat planlamalarından sıkıldıysanız Piri Guide ile tanışın. Piri’yle dakikalar içinde seyahat planlamak mümkün! Yapay zeka destekli seyahat planlayıcısı sayesinde, aklınızdaki yer neresi olursa olsun, planınız dakikalar içinde hazır! Hem de tamamen sizin tercihlerinize özel. Tek yapmanız gereken Piri Guide’i telefonunuza indirmek!
Meteora, Yunanistan

Yunanistan’in Trikala bölgesinde yer alan Meteora, 1988’den beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Meteora’yı bu kadar özel yapan ise, kumtaşı kulesi olarak adlandırılan kaya oluşumlarının üzerine inşa edilmiş manastırları. Bu kuleler tam olarak 25 milyon yaşında. Zaten ‘Meteora’ ismi Yunancada ‘havada asılı duran’ anlamına geliyor.
Toplamda 24 adet olan bu manastırlardan günümüze sadece 6’sı ulaşmış. Birçok keşiş bölgeyi terk etmiş olsa da hala inzivaya çekilmek isteyen keşiş ve rahibelere ev sahipliği yapıyormuş. Kendine has mimarisi ile Meteora mutlaka listenizde olması gereken bir yer!
Graz, Avusturya

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Graz, Avusturya’nın en büyük ikinci şehri. Kültürel ve mimari çeşitlilik açısından da neredeyse Viyana ile yarışır durumda. Rönesans ve Barok stilindeki binaları, kırmızı kiremitli çatıları ve şehrin gözbebeği meydanı ile Avrupa’nın en iyi korunmuş tarihi şehirlerinden biri. Aynı zamanda sanat, tarih, doğa üçlemesini bulabileceğiniz en güzel rotalardan da biri.
Graz’ın ikonik Uhrturm’u (Saat Kulesi) görebileceğiniz Schlossberg tepesi şehrin önemli noktaları arasında. Graz’ın meşhur pazarları da mutlaka listenizde olsun. Kabak çekirdeği yağı ve yerel şaraplar da dahil olmak üzere çeşitli Steiermark spesiyalitelerini deneyebilirsiniz. Daha fazla öneriye ihtiyacınız varsa, Piri Guide’ın yapay zeka destekli seyahat planlayıcısı ile tatilinizi planlayabilirsiniz.
Civita di Bagnoregio, İtalya

Civita di Bagnoregio, İtalya’nın en ilginç şehirlerinden biri. 2,500 yıl önce kurulan bu kasaba Tiber Nehri’ne bakan volkanik bir tepeye inşa edilmiş. Yüzyıllar önce kasaba çok daha büyükmüş. Ancak toprak kaymaları, depremler, çatlaklar ve erozyon kasabanın boyutunu önemli ölçüde küçültmüş. Günümüze kadar ulaşabilmiş halinin orijinal boyutunun sadece üçte biri. Nüfusun hızla azalması ve çare bulunamayan toprak kaymaları sebebiyle burası artık ‘Ölmekte Olan Kasaba” olarak anılıyor.
Kasaba adeta bir film setinden fırlamış gibi hissettiriyor. Hatta son zamanlarda çok fazla turist çekmeye başlamasının arkasında da Studio Ghibli imzalı “Gökteki Kale” filmi var. Hayao Miyazaki, bu filmi için ilhamını bu kasabadan almış.
Pico Adası, Portekiz

Pico Adası, Atlas Okyanusu’ndaki Azor takımadalarının bir parçası. Yemyeşil üzüm bağları ve Portekiz’in en yüksek dağı olan Pico Dağı sayesinde tam bir doğa cenneti. Ada aynı zamanda, Portekizli şair Raul Brandão’dan dolayı “Kara Ada” olarak da biliniyor. Brandão’u, adanın temel geçim kaynaklarından olan üzüm bağlarını besleyen siyah volkanik topraklardan ilhamla bu ismi koymuş. Üzüm bağları o kadar özel ki UNESCO listesine de dahil edilmiş.
Adada, balina izlemeden tutun, yürüyüş ve şarap tadımı gibi çeşitli aktiviteler de bulabilirsiniz. Yolunuz düşerse gün doğumu manzaraları için Pico Dağı’na tırmanmayı unutmayın.
Lofoten Adaları, Norveç

Lofoten Adaları, doğanın en bakir halini bulabileceğiniz nadir rotalardan biri. Norveç Nordland’a bağlı bir takımada olan bölge 5 adadan oluşuyor: Vestvågøy, Moskenesøya, Gimsøya, Austvågøya ve Flakstadøya. Lofoten’in en ilginç yanlarından biri ise Kuzey Kutup Daire’sine yakın olmasından dolayı “gece yarısı güneşini” deneyimleyebileceğiniz nadir yerlerden biri olması.
Lofoten Adaları, denizden yükselen dağ zirveleri, şirin balıkçı köyleri ve fiyortları ile gezginlere dramatik manzaralar da sunuyor. Hatta eşsizliği ile Jules Verne gibi birçok yazar ve ressamı da etkilemiş bir yer. Eğer tatilinizde macera arayanlardansanız Lofoten Adaları tam size göre. İster kano yapın ister yürüyüşe çıkın isterseniz balık tutun, bu adada sıkılmanız çok zor.
Gitmeden önce ufak bir not: Tatilinizi yapay zeka destekli bir seyahat rehberiyle dakikalar içinde planlayabileceğinizi biliyor muydunuz? Tek yapmanız gereken Piri Guide’i telefonunuza indirmek!
Eğer henüz nereye gideceğinize karar veremediyseniz, burada da vizesiz gidebileceğiniz en güzel şehirleri sıraladık.