Balkanlar’ın kalbi, tarih ve kültürün çarpıştığı bir şehir… Saraybosna’da sokaklar hüzünlü bir geçmişin izleri ile dolu. Fakat halkının dayanıklılığı ve dayanışmanın verdiği güç bu özel şehri ziyaret eden herkese ilham kaynağı da oluyor. Saraybosna seyahatinizden sonra, muhtemelen içiniz buruk şekilde ayrılacaksınız şehirden. Savaşın izlerini bu kadar yakından görmek, hikayelerini dinlemek sarsıcı olacak. Ama diğer taraftan “umut” da verecek, mücadelenin gücünü hatırlatacak.
Bir yandan Yugoslav döneminin yankılarından Bosna Savaşı’nın dokunaklı hatıralarına kadar bu şehrin her köşesinde anlatılacak bir hikayesi var. Osmanlı ve Avusturya-Macaristan etkileri burada kusursuz bir şekilde harmanlanıyor. Öyleyse Saraybosna’da Doğu’nun Batı ile nasıl buluştuğunu deneyimlemeye hazır olun.
Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Saraybosna’yı adım adım kişisel tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın! 😊
Saraybosna Nerede?
Saraybosna, Balkan Yarımadası’nda Güneydoğu Avrupa’da yer alan Bosna-Hersek’in başkenti ve en büyük şehri. Saraybosna, Dinar Alpleri ile çevrili, Miljacka Nehri boyunca uzanan bir vadide yer almakta.
Bunu Biliyor Muydunuz? 👀
Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand’ın 1914’te Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesine yol açan suikastının gerçekleştiği yer Saraybosna’da! Ünlü Latin Köprüsünün ta kendisi.
Saraybosna'ya Nasıl Gidilir?
✈️ Saraybosna Uluslararası Havalimanı (SJJ) şehrin ana kapısı. Hem iç hem de dış hat uçuşları sunmakta. Viyana, İstanbul, Münih gibi büyük Avrupa şehirlerinden Saraybosna’ya rahatlıkla uçabilirsiniz.
Havalimanından şehre ulaşmak için bizim Havabüs tadında Airport Shuttle ya da Airport Bus olarak bilinen otobüsler bulunmakta. Otobüs saatlerini uçak saatlerine göre ayarladıkları için önceden kontrol etmekte fayda var. Otobüs saatlerine, buradan ulaşabilirsin
🚊 Saraybosna’da kendisini Bosna Hersek’teki diğer şehirlerin yanı sıra komşu ülkelere bağlayan bir tren istasyonu bulunmakta. Eğer Zagreb, Belgrad veya Mostar gibi şehirlere yolculuk planlıyorsanız, oralardan rahatlıkla trene binip Saraybosna’ya gelebilirsiniz.
Saraybosna'ya Ne Zaman Gidilir?
Güzel hava ve daha az kalabalık dengesini göz önünde bulundurarak Saraybosna’yı ziyaret etmek için en iyi zaman ilkbahar sonu (Mayıs veya Haziran başı) veya sonbahar başı (Eylül) diyebiliriz. Bu aylarda rahatsız etmeyen sıcaklıkların keyfini çıkarabilir ve yazın turist kalabalığından uzak şehri keşfedebilirsiniz.
Saraybosna’da Gezilecek Yerler
Saraybosna’da mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Saraybosna için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel tur rehberinizi indirmeden Saraybosna’yı gezmeye başlamayın!
İsa’nın Kalbi Katedrali
1880’lerin sonlarında neo-Gotik tarzda inşa edilmiş bu katedral. Bosna-Hersek’in en büyük katedrali sayılıyor. Cephede her birinde saat bulunan iki kule var. Bina Bosna Savaşı sırasında hasar görmüş ancak daha sonra titizlikle restore edildi. Papa John Paul II, restorasyonun ardından katedrali ziyaret etmiş. Bu yüzden Papa II. John Paul’un bir heykelini de yapıp koymuşlar katedrale.
Katedralin girişinin üstünde yuvarlak bir pencere yani “gül pencere” bulunmakta. Gotik mimarinin ayırt edici özelliklerinden biri olarak biliniyor bu pencere. Bazen bu vitrinlerde halka ders vermek amacıyla İncil’den resimlere veya hikayelere yer verilebiliyor.
Sonsuz Ateş Anıtı
Sonsuz Ateş Anıtı II. Dünya Savaşı’nın getirdiği acıların hatırlanması için yakılmış. Nisan 1946’da ilk kez yakılmış buradaki ateş. Birkaç istisna dışında hiçbir zaman da sönmemiş. Saraybosna Kuşatması sırasında yakıt olmadığı için söndürülmüş. Yakın zamanda ise sarhoş bir gencin söndürdüğü söyleniyor. Geçtiğimiz senelerde bu ateşte mangal yapmaya çalışan Rus bir turist olmuş.
Sonsuz Ateş’in gerisindeki bina, bir zamanlar Grand Hotel’miş. Sonrasında Ulusal Banka’ya ev sahipliği yapmış. Günümüzde ise Ticaret Bürosu’nun binası. Ateşin arkasındaki nişte uzunca bir yazı var. Yugoslavya bayrağının renkleriyle yazılmış: mavi, beyaz ve kırmızı. Irk, din fark etmeden Bosna halkının kanıyla ve fedakarlıklarıyla nasıl da 6 Nisan 1945’te özgürlüklerini aldıkları yazıyor. Ateş işte bu mücadelenin 1. yıl dönümünde konmuş buraya.
Festina Lente Köprüsü
Festina Lente, Latincede “yavaşça acele et” anlamına geliyor. Yavaşlık ve acele etmek birbirine ne kadar zıt değil mi? Ama Festina Lente, ne çok acele edip kendini tehlikeye at ne de yavaş yaşayıp hayatı kaçır demek istiyor bize. Yani hayatın dengeden ibaret olduğunu hatırlatıyor. Saraybosna’daki diğer köprülerin aksine Festina Lente, hem tarih olarak hem de görünüş olarak oldukça modern.
Karşıda, köprünün hemen bitiminde gördüğümüz bina Saraybosna’nın Güzel Sanatlar Akademisi. Köprü, Ağustos 2012’de bu akademinin öğrencileri olan Adnan Alagić, Bojan Kanlić ve Amila Hrustić tarafından tasarlanmış. 38 metre uzunluğunda ve aliminyum kaplama. Gündüz çok anlayamayabiliriz. Ama karanlık çöktüğünde burada olursanız köprüye döşenmiş led ışıkları fark edeceksiniz. Köprünün her iki tarafında da Latince “Festina Lente” mottosu yazılı.
Umut Tüneli
Umut Tüneli, Bosna Savaşı’nın ne denli şiddetli yaşandığını gözler önüne seriyor. Burası gerçekten de bir umut tüneli… Adı gibi. Çünkü tünel, Saraybosnalıların savaşta hayata tutunmalarına yardımcı olmuş. Umut Tüneli’nin uzunluğu 800 metre, yüksekliği ise 160 santimetre. Şimdilerde burası bir savaş müzesi olarak herkese açık. Savaş bitince tünelin 20 metrelik kısmı müzenin içerisine katılmış. İçeride, kuşatmadan kalan silahları görebilirsiniz.
Tünel, Bosna Savaşı’nın hem kilit noktalarından hem de sembollerinden biri. Tüneli inşa etmek tam 4 ay 4 gün sürmüş. Savaş sürecinde Bosna Hersek halkının dünyayla olan bağı kesilmiş. Ne yardım alabiliyorlarmış ne de bir haber gönderebiliyorlarmış. Bu noktada Umut Tüneli, onlar için bir bağlantı ve tedarik yolu olmuş. Elektirik, su, ilaç, ısınma… Bunların hiçbiri yokken hayatta kalmaya çalışmışlar. Ama tünel yapıldıktan sonra hem yiyecek- içecek hem de şehre insan ve silah girişi kolaylaşmış. Tünel Saraybosna Havaalanı’nın altından kazılmış. Kentin mahallelerinden Dobrinja ve Butmir’i birbirine bağlamış.
Vizesiz gidebileceğiniz daha çok yer var. Balkanların ortasında küçük bir Venedik esintisi arıyorsanız Kotor gezi yazımıza da mutlaka bakın.