Avrupa’nın en Barok – bu yüzden de en romantik – şehirlerinden biri Viyana. Tarih boyunca sayısız isim geçmiş bu şehirden, hepsi de bir iz bırakmış. Viyana’nın sokakları Freud’un psikanalizi doğurmasına; sarayları, kiliseleri Mozart’ın notalarının can bulmasına tanıklık etmiş. Bu şehirden Maria Theresia gibi güçlü ve vizyoner, Sisi gibi özgür ruhlu kadınlar geçmiş. Kafelerinde Klimtler sanat; Hitlerler, Stalinler politika konuşmuşlar. Hepsi ama hepsinden izler var şehirde.
Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Viyana’yı adım adım kişisel ve dijital tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın!
Viyana nerede?
Avrupa’nın başkenti Viyana Tuna Nehri’nin iki tarafında kurulmuş. Avusturya’nın da kuzeydoğusunda kalıyor. Viyana aynı zamanda Avusturya’nın en büyük ve en kalabalık şehri. Komşusu ise Bratislava fakat Slovakya sınırına da oldukça yakın.
Viyana’ya nasıl gidilir?
Viyana’ya Türkiye’nin birçok yerinden uçak ile kolayca ulaşabilirsiniz. İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya başta olmak üzere kısıtlı şehirlerden de direkt uçuşlar bulunuyor. Viyana havalimanından şehir merkezine ulaşmak ise oldukça kolay. Araba ile yaklaşık 25 dakika uzaklıkta. Her yarım saatte bir bulunan otobüslerle veya taksi ile şehre ulaşabilirsiniz. En hızlı yöntem ise tren ile. Havaalanından trene binip de şehre gidebilirsiniz.
Viyana’ya ne zaman gidilir?
Viyana’da genel olarak karasal iklim hakim. Bu da demek oluyor ki özellikle yaz aylarında sıcaklık ortalaması 22 °C’yi nadiren aşıyor. Bu yüzden şehir yazın bol güneşli fakat oldukça keyifli oluyor. Bu arada, Viyana her mevsim de gezilebilir tabii ama Noel zamanı bir başka oluyor. Bütün şehir süsleniyor ve masalsı bir hale bürünüyor. Büyük çam ağaçları, dev kar küreleri ve kırmızı kurdeleler. Işıklar, ışıklar, ışıklar… Her yıl kurulan Noel Pazarları ise dünyanın her yerinden turist çekiyor.
Viyana gezilecek yerler:
Viyana’da mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Granada için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel mobil tur rehberinizi indirmeden Viyana’yı gezmeye başlamayın!
Belvedere Sarayı
Belvedere Sarayı, Savoy Prensi Eugen tarafından yaptırılmış. Mimarı, Johann Lukas von Hildebrandt. 1750’lerde sarayı Avusturya’nın ünlü imparatoriçesi Maria Theresia satın almış. İmparatorluğun farklı yerlerindeki koleksiyonları bir araya getirmiş ve koleksiyonları halka açmış. Bu yüzden burası dünyanın ilk “halka açık” sanat müzelerinden biri. Günümüzde ise dünyanın en önemli sanat müzelerinden biri. Özellikle Yukarı Belvedere’de dünyanın en ünlü tablolarından biri sergileniyor, Klimt’in “The Kiss” eseri.
Belvedere Sarayı, büyük bir kompleks ve 3 ana bölümden oluşuyor: Aşağı Belvedere, Yukarı Belvedere ve Belvedere 21. Her birine giriş ücretli. Bilet fiyatları ve açılış saatleri birbirinden farklı. Aşağı ve Yukarı Belvedere’yi ya da yapıların tamamını kapsayan bilet seçenekleri mevcut. Karar sizin, ama vaktiniz kısıtlıysa Yukarı Belvedere’i mutlaka görmenizi tavsiye ederiz.
Sigmund Freud Müzesi
Sigmund Freud müzesi, bir zamanlar Freud’un 1891’den 1938’e kadar, tam 47 yıl boyunca yaşadığı ve çalıştığı yermiş. Pek çok kaynağa göre bu bina psikanalizin doğum yeri. Müze, 1971 yılında Freud’un kızı Anna’nın desteğiyle kurulmuş. Birkaç yıl önce büyük bir yenilemeden geçti ve tekrar açıldı.
Müzenin eskiden ev olan kısmında Freud’un gözlükleri, bastonları, bavulu gibi kişisel eşyaları; kitaplarının ilk basımları sergileniyor. Duvarlarda ise bizzat kızı Anna tarafından verilen orijinal fotoğraflar ve bir de aile soy ağacı yer alıyor. Üst katta bir psikoanaliz kütüphanesi bulunuyor. Bu kütüphane içerdiği 35 bin eser ile bu alanda Avrupa’nın en büyük kütüphanesi. Ayrıca müze geçici sergilere de ev sahipliği yapıyor.
Hofburg İmparatorluk Sarayı
Hofburg İmparatorluk Sarayı, dünyanın en büyük saray komplekslerinden biri. Saray özellikle Hofburg hanedanlığının tarihine ışık tutarcasına, birden fazla bölüme ev sahipliği yapıyor. Bunlardan bir tanesi Avusturya İmparatoriçesi Elisabeth’e adanan Sisi Müzesi. Müzede Sisi’nin kişisel eşyaları sergileniyor. Güzelliğine güzellik katan parıltılı elbiselerini, şemsiye ve yelpazelerini, seyahatlerine götürdüğü süt bardağını ve ilaç kutusunu görebilirsiniz burada.
Sisi Müzesi’nin devamında “İmparatorluk Daireleri” bulunuyor. Burası, Franz Joseph ve Sisi’nin yaşadığı 24 odalı bölüm. İkiliye ait yatak, yemek ve çalışma odalarını, salonları, banyoları, hatta Sisi’nin giyinme ve egzersiz odasını görebilirsiniz. Yapının sol tarafı, İspanyol Binicilik Okulu’na ev sahipliği yapıyor. Burası dünyanın hala faal olan tek kraliyet binicilik okulu.
Avusturya Ulusal Kütüphanesi
Avusturya Ulusal Kütüphanesi, ülkenin en büyük kütüphanesi. Kütüphanenin cevheri ise Büyük Salon. Burada 16 ve 19. yüzyıllar arasına tarihlenen 200 binden fazla eser var. En özel eserlerden bazıları Martin Luther’a ait.
Büyük Salon, Barok’un ne demek olduğunu ruhunuzda hissedeceğiniz yerlerden biri. Koyu ahşap kitaplıklar arasında Korint başlıklı sütunlar, detaylarda bolca yaldız, tavanda freskler ve insan boyutunda heykeller. Büyük Salon’un tavanını ise muazzam bir kubbe süslüyor. Üzerindeki muhteşem freskleri, 1720’lerin ikinci yarısında Avusturyalı ressam Daniel Gran yapmış. Kubbe çeşitli mitolojik hikayeler ile süslü.
Viyana Mozart Evi
Mozart, Salzburg’da doğmuş. Ve yalnızca 35 yıl yaşamış. Kısacık ömrünün 10 yılını Viyana’da geçirmiş ünlü besteci. Buradan “mesleğim için dünyadaki en iyi yer” diye bahsetmiş. 10 yılda 13 ev değiştirmiş. Çoğu günümüze ulaşamamış, geriye yalnızca burası kalmış. Mozart ve ailesi bu binanın 1. katında yaşamışlar. Ailesi ile yaşadığı ev, bugün ona adanmış bir müze.
Müze ile görsel ve yazılı materyallerle Mozart’ın yaşamına ışık tutmayı amaçlamışlar. Müze, keşfe 3. kattan başlanacak şekilde tasarlanmış. Bu katta Mozart ve Viyana ilişkisi gözler önüne serilmiş. İkinci katta ise Mozart’ın müziğine; besteci ve müzisyen arkadaşlarına odaklanılmış. Bu katta küçük de bir konser salonu bulunuyor, konserlere ve etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Birinci katta Mozart ailesinin yaşamından izler var.
Bonus: Café Central
Viyana kafeleri ile de ünlü bir şehir. Her adımda tarihin yazıldığı bir kafeye rastlayabilirsiniz. Bunlardan en önemlilerinden biri ise 1876 açılan Café Central. 1876’da taşınmış. Müdavimleri arasında Freud, Zweig gibi entelektüel isimler ve Troçki, Stalin, Hitler gibi siyasiler varmış. Hatta Troçki için “Kim yapacak devrimi? Troçki Café Central’de oturuyor.” dendiği söyleniyor. Viyana kafelerinde bilardo, kağıt gibi oyunlar oynanırmış. Hatta buranın yani Café Central’in bir satranç odası bile varmış.
Kafeye gittiğinizde Viyana’nın meşhur kahvesi melanjı mutlaka deneyin. Café Central’in menüsünde Türk Kahvesi de var. Cezvede ve yanında lokumla servis ediyorlar. Hatta garsonun keyfi yerindeyse size “kahveni bitirince fal da bakacak mısın?” esprisi de yapabilir.
Evet, bizden bu kadar. Ama Viyana sadece bu listeyle kısıtlı değil. Çok daha fazlasını, Viyana’ya özel öneriler ve ipuçları ile Piri mobil uygulamasının Viyana sesli turunda bulabilirsiniz.
Viyana’ya gitmişken Budapeşte’yi görürüz derseniz, Budapeşte rehberimize de bakmayı unutmayın.