Venedik öyle bir şehir ki yüzyıllardır sanat, kültür ve romantizmle özdeşleşmiş. Dünyanın en eski film festivali olan Venedik Film Festivali’ne de yıllardır ev sahipliği yapıyor. Bu yazımızda kanalların kucakladığı Venedik’in tarihi mekanlarını keşfedip, Hollywood yıldızlarının favori mekanlarında dolaşacağız.
Yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Venedik’i adım adım kişisel tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın! 😊 2023 Venedik Film Festivali’nin resmi araç markası Lexus’un katkılarıyla hazırladığımız Venedik turumuz herkese ücretsiz!
Venedik Nerede?
Venedik, İtalya’da 118 adanın üzerine kurulmuş bir şehir. Bu adalar, kanallarla ayrılırken köprüler aracılığıyla birbirlerine bağlanıyor. Venedik aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor.
Venedik’e Nasıl Gidilir?
Venedik bir Avrupa şehri olduğundan gitmeden önce Schengen vizesi almanız gerek. Ulaşım olarak en kolay ve en hızlı seçim ise şüphesiz ki havayolu. Çeşitli havayolu şirketlerinde Venedik uçak bileti bulma şansınız var. Hatta hemen hemen her gün İstanbul’dan Venedik’e direkt uçuş mevcut. Venedik’e geçtikten sonra şehir merkezine ulaşım da otobüsle sağlanıyor. Merkeze yaklaşık yarım saatte gidebilirsiniz. Otobüs dışında su taksiler ve botlar da yine tercihler arasında. Vaporettalar da sizin kent merkezi içindeki ulaşımınızı sağlayacak.
Venedik’e Ne Zaman Gidilir?
Tahmin edersiniz ki Venedik dünyanın en çok turist alan yerlerinden biri. Hatta her sene katlanarak artan bir turist kalabalığı söz konusu. O nedenle Venedik’i en güzel sonbahar veya ilkbaharda ziyaret edebilirsiniz. “Acqua Alta” olarak adlandırılan su seviyesinin yükselmesi ise Eylül ve Nisan aylarında gerçekleşebiliyor. Kasım ve Aralık gibi de gerçekleşme ihtimali var. Eğer bu aylarda bir Venedik seyahati planlayacaksınız, biraz zorlanabileceğini ekleyerek botlarınızı valize koymanızı öneririz.
Venedik Film Festivali neden önemli?
Venedik Film Festivali, ilk kez 1932 yılında, Hotel Excelsior Venice’in sınırları içinde, Lido adasında başlıyor. Siyaset ve kültür dünyasının önde gelen isimlerinin öncülük ettiği bu sinema/ film festivali, zamanın Faşist rejiminden sarsılmaz bir destek toplamış. Onların gözünde, bu yeni sanat etkinliği dünyada büyük bir propaganda yapma potansiyeline sahipmiş.
Venedik Film Festivali’nin köklerinin Venedik Bienali’ne uzandığı pek bilinmez, ama öyle. Sinema dünyası, “sekizinci sanat” olarak adlandırdığımız hale evrildikçe, bienal ekibi bu alanda ayrı – yeni- bir şeyler yapmaları gerektiğini fark etmiş. Böylece film festivali doğmuş, yıllara yayılan bir gelenek halini almış.
Bu festival kendi türünde benzersiz, çünkü akademi ödüllerinin aksine Venedik Film Festivali, insanları, gerçekten filmler yarışırken, fiilen izlemeye teşvik eden sanatsal ve kültürel bir proje olarak tasarlanmış. Festivalde halk ve sinema dünyası filmleri birlikte ilk kez izleyebilmiş ve hala izleyebiliyor.
Venedik Gezilecek Yerler
Venedik’te mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Venedik için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel tur rehberinizi indirmeden Venedik’i gezmeye başlamayın! Sıra dışı Venedik turumuz Lexus katkılarıyla herkese ücretsiz!
Caffè Florian
San Marco Meydanı’nda hem görüntüsü hem de hikayesiyle kalplere dokunan çok özel bir kafe Florian. Caffe Florian, Avrupa’nın en eski kafelerinden biri. 300 yıldır aynı meydanda her gün misafir ağırlıyor. Hatta derler ki Venedik’in ilk kahvesi burada servis edilmiş. Victor Hugo, Frederick Chopin, Elton John, Mel Gibson, Nicholas Cage gibi isimler de kahvesini burada içenlerden.
Caffe Florian’da önceleri yalnızca sade döşenmiş iki oda bulunuyormuş. Şimdi ise birbirinden farklı dekore edilmiş 7 odası var. Bir tanesinden özellikle bahsetmek istiyorum: Sala del Senato yani Senato Odası!
Sala del Senato, Venedik Bienali’nin doğduğu yer. 1893’te şehrin o zamanki belediye başkanı Riccardo Selvatico, bir grup entelektüel ve sanatçıyla birlikte, Kral Umberto ve Savoylu Margherita’nın gümüş yıldönümünü kutlamak için prestijli bir sanat sergisi düzenlemeye karar vermiş. İki yıllık bir hazırlık aşamasından sonra açılışı yapılan bu uluslararası sergi, ilk Venedik Bienali olmuş.
The St. Regis Venice
Grand Canal olarak bilinen Büyük Kanal’ın ağzında yer alan St. Regis Venice; kendisini dış görünüşte “avangart”, iç tasarımında ise “yenilikçi” bir otel olarak tanımlıyor. Otel, ilk Venedik Bienali’nin yapıldığı yıl – 1895’te- açılmış. O dönemde konukları arasında İngiliz ressam William Turner, Claude Monet gibi ünlü ressamlar varmış. Monet, 1908 sonbaharında, Büyük Kanal manzaralı otel odasında ismini “Alacakaranlıkta San Giorgio Maggiore” olarak Türkçeleştirebileceğimiz tablosunu resmetmiş.M onet’nin eşi Alice’in, kızına yazdığı mektuplarda otelin manzarasını “Venedik’in en görkemlisi” olarak tanımlamış.
Otel, 1999 yapımı, Matt Damon, Jude Law, Gwyneth Paltrow gibi ünlü isimlerin oynadığı The Talented Mr. Ripley’nin de çekildiği yer. Otelin ağırladığı diğer ünlü isimler ise Sigmund Freud, Franklin Roosevelt ve Winston Churchill.
Peggy Guggenheim Collection
Müze, Peggy Guggenheim’ın kişisel koleksiyonundan oluşuyor. Kandisky’den tutun Picasso’ya kadar çeşitli sanatçıların eserleri mevcut sergide. Aynı zamanda bir heykel bahçesi ve geçici sergilere de ev sahipliği yapıyor müze.
“Turist” filminde Elise ile Frank’in ilk akşam yemeğini yedikleri o romantik restoranı hatırlıyor musunuz? O restoran, Peggy Guggenheim Collection binasına bakan yüzer bir platformda yer alıyor.
Peggy Guggenheim Collection’ın Venedik’te az bulunur şekilde kocaman, yemyeşil bir bahçesi var. Bahçesi Venedik’in kalabalığından kaçıp soluklanmak için birebir. Burası, Peggy Guggenheim’nin bir zamanlar yaşadığı ve koleksiyonun sergilendiği yer. Berlin, New York, Bilboa şehirlerindeki Guggenheim Müzesi’nin de kardeşi burası.
Ahlar Köprüsü
Cezasına karar verilen suçlular Ahlar köprüsünden geçirilip karanlık ve rutubetli zindanlara götürülürmüş. Bu köprünün üzerindeki küçük pencereler Venedik’in güzelliğini görmeleri için son şansları olurmuş. İşte bu yüzden adına “Ahlar Köprüsü” denmiş.
Venedik’ten bahsedip de çapkınlığıyla nam salmış Casanova’yı anmamak olmaz. Çünkü o bir Venedikli, 1720’lerde burada doğmuş. Ahlar Köprüsü’nden iki kez geçebilen az sayıdaki isimden de biri olmuş. 30 yaşında burada hapisken kaçmayı başarmış ve bu köprüden Dükler Sarayı’na geçip kılık değiştirmiş. Anlatılana göre, kılık değiştirmesi sayesinde sarayın ana kapısından elini kolunu sallayarak çıkmış ve kayıplara karışmış Casanova! Kaçış hikayesini kendi kitabında detaylarıyla anlatmış.
Gritti Palace
Gritti Palace, 1475’te Pisani ailesi tarafından inşa edilmiş; 1500’lerde ise eski Venedik Başkanı Andrea Gritti tarafından satın alınmış. 2013 yılında uzun süren bir restorasyonun ardından Gritti Palace, a Luxury Collection Hotel adıyla kapılarını misafirlere tekrar açmış.
Ernest Hemingway, Sir Winston Churchill, Charlie Chaplin, Monako Prensesi Grace, Elizabeth Taylor, Brad Pitt gibi isimler kalmış burada. Woody Allen, “Everyone says I love you”yu çektiği dönemde burada konaklamış. Tom Cruise’un “Görevimiz Tehlike” serisinin 7. filmi çekilirken pandemi nedeniyle kendini karantinada bulduğu yer de yine Gritti Palace’mış. Ernest Hemingway burada kaldığı dönemde Venedik ve lagünlerine adadığı romanını yazıyormuş. “Irmağı Geçmek” adlı eserinde bahsettiği “şu ana kadarki en iyi otel” Gritti’den başka bir yer değil. Otelin “Hall of Fame” bölümünde ünlü misafirlerin imzaladığı fotoğrafları görebilirsiniz.
Gritti’nin içinde yer alan Club del Doge’de Venedik manzarası eşliğinde yemeğinizi yiyebilir, Riva Lounge’da kokteylinizi yudumlayabilirsiniz.
Eğer rotanızda Floransa varsa, Floransa gezi rehberimize de mutlaka bakın