Ohri Balkanların en güzel kentlerinden biri. Boşuna Balkanların, hatta Makedonya’nın incisi demiyorlar buraya. Bir inci kadar değerli, parlak ve önemli. Köklü tarihi ve doğal güzellikleriyle de bir hayli nadir. Hatta şehir UNESCO Dünya Mirasları listesinde! Önce 1979’da Ohri’nin en büyük sembollerinden Ohri Gölü eklenmiş listeye. Sonrasında da Ohri’nin tarihi ve doğal dokusu tüm kentin UNESCO koruması altına alınmasını sağlamış.
Bu yazımızda Ohri’de gezilecek yerleri sizin için sıraladık. Fakat yazıya başlamadan önce hatırlatalım: Ohri’yi adım adım kişisel tur rehberinizle gezmek için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeyi unutmayın! 😊
Ohri Nerede?
Ohri, Kuzey Makedonya’nın sekizinci büyük şehri olarak biliniyor. Arnavutluk sınırına da oldukça yakın. Yaklaşık yarım saatlik bir mesafede. Üsküp’e ise üç saatlik bir uzaklıkta. Şehir, adını büyüleyici Ohri Gölü’nden almış, ki bu göl Kuzey Makedonya’nın en göz alıcı göllerinden biri olarak geçiyor. Denize kıyısı olmayan ülkelerden, örneğin Kosova ve Sırbistan’dan gelen birçok turist, tatillerini geçirmek için Ohri bölgesini tercih ediyor.
Ohri’ye Nasıl Gidilir?
Ohri’ye İstanbul’dan direkt uçak seferleri olmadığı için ilk olarak Türkiye’den Üsküp’e uçmanız gerekiyor. İstanbul’dan Türk Hava Yolları ve Pegasus Havayolları’nı tercih ederek Üsküp Skopje Havalimanı’na direkt uçuş yapabilirsiniz. Üsküp’e varışınızın ardından havalimanından araç kiralayarak Ohri’ye ulaşabilirsiniz. Havalimanından Ohri’ye yolculuk yaklaşık 2 saat 45 dakikada sürüyor. Ohri içerisinde de araba güzel bir seçenek olabilir. Hem çevre köyleri ve şehirleri de görmeye fırsatınız olabilir.
Araç kiralamak istemiyorsanız, Üsküp Havalimanı’na indikten sonra Vardar Ekspress otobüslerine binerek Üsküp otogarına ulaşabilirsiniz. Otogara varışınızın ardından buradan Ohri’ye giden otobüslerden birine binebilirsiniz.
Eğer gitmişken Üsküp’ü de görelim diyorsanız, Üsküp gezi rehberimize de mutlaka bakın.
Ohri’ye Ne Zaman Gidilir?
Ohri’yi ziyaret etmek isteyenler için en uygun dönem nisan ve mayıs ayları diyebiliriz. Özellikle yoğun yağışların sona erdiği ve sıcaklıkların aşırı yüksek olmadığı bir dönem. Bu aylarda düzenlenen festivaller de ilginizi çekebilir. Yaz ayları, kalabalıktan ve sıcak havalardan hoşlanmayan gezginler için ise ağustos ayının ardından eylül ve ekim aylarında Ohri’yi ziyaret etmek için daha uygun bir seçenek. Ohri, kayak turizmi olanaklarıyla kış mevsiminde de ilgi çekiyor. Ocak ayında en soğuk havaların yaşandığı Ohri’de, ortalama sıcaklık -2 derece ile 5 derece arasında değişmektedir. Bu yüzden hazırlıklı gitmenizde fayda var.
Ohri İncisi
Ohri’nin en önemli kültürel miraslarından bir tanesi incisi. Ohri Gölü’nün ekosisteminin 200’den fazlası endemik. Yani yalnızca bu bölgede yaşıyorlar. 17 balık türünden 10’u da yine sadece Ohri Göl’ünde bulunuyor. Letnica ve belvica en meşhurlarından. Ama bir tanesi var ki.. O, Ohri incisinin yapımında kullanılan bir balık türü. Tabii Ohri incisi deyince aklınıza hemen isitiridyenin içinden çıkan inci gelmesin. Ohri incisi plasica adında bir balıktan yapılıyor. Bu incinin üretiminde kullanılan teknoloji ise bir aile sırrıymış. Ve söylenene göre yalnızca Ohrili iki aile biliyormuş bunu. Biri Filevi ailesi, diğeri Talevi ailesi. Ohri Gölü’ndeki plasica balığının pulundan özel bir sıvı çözelti yapılıyormuş. Bu gizli sıvı çözelti, Ohri incisinin yapımındaki ana sırmış.
Ohri’de Gezilecek Yerler
Ohri’de mutlaka görmeniz gereken yerleri altta listeledik. Ancak çok daha fazlasını Piri mobil uygulamasında bulabileceğinizi hatırlatmış olalım. Piri mobil uygulaması, size Ohri için en güzel rotaları sunuyor, konumunuzu algılıyor ve neredeyseniz oranın hikayesini otomatik anlatmaya başlıyor. Size sadece kulaklığınızı takmak ve rotayı takip etmek kalıyor. Tamamen sizin keyfinize ve hızınıza göre hareket eden kişisel tur rehberinizi indirmeden Ohri’yi gezmeye başlamayın!
Aziz Kliment ve Panteleimon Kilisesi
Burası Kiril alfabesinin doğduğu klise! Hemen anlatalım: Aziz Kliment ve Aziz Naum, Bizanslı kardeşler Kiril ve Metodius’un öğrencileriymiş. Kiril ve Metodius, günümüzde “Slavların Önderleri” olarak biliniyorlar. Slavlar’a Hristiyanlık’ı yayan en önemli iki isimden bahsediyoruz. Eski Slav dilinin yazılabilmesi için Glagolitik alfabeyi geliştirmişler. Kiril alfabesi ise Glagolitik alfabe temel alınarak geliştirilmiş. Glagolitik alfabe, bir Slav alfabesi. Ohri bölgesinde yaşayan Bulgar Slavları tarafından kullanıldığı düşünülüyor. Başta bir tören yazısıymış. Sonrasındaysa bir şifreleme dili, yani kriptografi olarak kullanılmış. En sonunda da şu an aşina olduğumuz Kiril alfabesi gelişmiş.
Aziz Kliment, yeni yaptırdığı Panteleimon Kilisesi’ni öğrencilerine Eski Kilise Slavcası ve Glagolitik alfabesini öğretmek için kullanmış. Araştırmalar gösteriyor ki Kiril alfabesini Ohrili Kliment ve Preslavlı Naum geliştirmiş. Kliment, daha sonrasında geliştirdiği alfabenin adını hocası Kiril’den esinlenerek koymuş. Ve Ohri Edebiyat Okulu’nu kurmuş.
Kliment, 10. yüzyılda vefat ettikten sonra bu kilisenin içine gömülmüş. Mezarı kilisenin içinde görebilirsiniz.
El Yapımı Kağıt Atölyesi
Atölye, 2002 yılında açılmış. Ohri, 16. yüzyıldan beri kağıt üretiyormuş. Eski Çin kağıt yapımı geleneğine bağlı kalmışlar. Çin kağıt geleneği, Avrupa’ya 13. yüzyılda gelmiş. Kağıtın yapımında ağacın özü kullanılıyormuş. Bazı durumlarda pamuk da eklenebilirmiş. Süslemek içinse çiçek, yaprak, tütün, kahve gibi doğal maddelerden yararlanıyorlarmış.
Bu küçük atölyedeki her şey Gutenberg baskı makinasında üretilmiş. Avrupa’da Gutenberg baskısının yalnızca iki kopyası mevcut. Bunlardan birisi Slovenya’da, diğeri ise bugün keşfe çıktığımız Ohri’de. Atölyenin içerisinde size el yapımı kağıdın nasıl yapıldığı canlı olarak gösteriliyor. Ayrıca orijinal el yapımı ürünlerden satın alabilirsiniz.
Ohri Gölü
Ohri “Balık Yurdu” olarak biliniyor. Balık bereketini ise Ohri Gölü’ne borçlu. Neredeyse 5 milyon yaşındaki Ohri Gölü, Balkanlar’ın en eski ve en derin gölü. %50’si yeraltı kaynaklarından besleniyor. Ohri Gölü’nün suyu oldukça berrak. Halk da bu berraklıktan yola çıkarak gölü göz yaşına benzetmiş. Buraya “Göz Yaşı Gölü” de diyorlarmış. Göz yaşı nasıl gözlerin temizlenmesini ve nemlenmesini sağlıyorsa Ohri Gölü de Ohrililer için öyle önemli. Tarih boyunca onları beslemiş ve büyütmüş bu gölün suları.
Eski Çarşı
Eski Çarşı, Ohri şehir meydanı ve Ohri limanından başlıyor. Osmanlı zamanından kalma bir çarşı burası. O nedenle hem çarşı içinde hem de kent genelinde Türk restoranları ve markaları görebilirsiniz. Çarşı içerisindeki Eski Çarşı Sokağı, Türk Çarşısı adıyla da biliniyor. Zamanında çok fazla Türk varmış burada ama zamanla bu azalmış.
Elveda Rumeli dizisini hatırlar mısınız? Hani Erdal Özyağcılar Ramiz rolündeydi. 1900’lere daha yeni girilen o yılları, Osmanlı hakimiyetindeki Makedonya’da yaşayan köylü halkının hayatını anlatıyor. Dizinin bazı bölümleri bu çarşıda çekilmiş.
Çarşı boyunca birçok kafe ve restoran var. Göl manzaralı olan birine oturabilirsiniz. Ayrıca butikler, kitapçılar ve hediyelik eşya dükkanları da bu çarşı boyunca sıralanmış durumda. Dönemden sevdiklerine hediye almak isteyenler Eski Çarşı’nın dükkanlarına mutlaka baksınlar.
Kemikler Müzesi
Kemikler Müzesi veya Körfezi olarak da bilinen Su Müzesi, Ohri kıyısı boyunca Gradishte ve Pestani yakınındaki Ploca Micov Kamen kazı alanında yer alan bir arkeolojik kompleks. Geçmişi milattan önce 1200 ile 700 yıllarına dayanıyor. Bu noktada oldukça sığ olan Ohri Gölü, burada büyük ahşap bir su müzesinin ortaya çıkmasını sağlamış.
Birçok kişi Kemikler Müzesi’ni tarih öncesi dönemin en büyük palafitlerinden kabul ediyor. Palafit, en basit tanımıyla göl evlerine verilen bir isim. Körfeze ve müzeye kemikler denmesinin bir sebebi var. Kazı alanında çokça hayvan kalıntısı bulunmuş. Kimi parçalanmış bir haldeymiş. Ancak bazıları kapların içerisinde korunarak günümüze gelebilmiş.
Evet yazımızın sonuna geldik. Fakat ayrılmadan hatırlatalım. Ohri’ye özel rota ve hikayeler için Piri Guide mobil uygulamasını indirmeniz yeterli!